Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '08

 
Kategori
Eğitim
 

Daha güzel günlere

İnsanın düşündüğünü ifade edebilme yeteneğini kullanması ne kadar güzeldir. Güzelliği daha faydalı hale getirmenin yöntemleri vardır. Bunlardan biri de yaşadıklarımızı, tecrübelerimizi paylaşmak.

Paylaştıkça daha iyiye, güzele varma umudumuz artar. İnsanlarla derdimizi, kederimizi; sevincimizi, hoş yaşadıklarımızı da katarak onlarında kıyısından, köşesinden bahsetmek iyi olur gibi geliyor.

Hayatımızda veya görev alanımızda durgunluk varsa kayıptayız demektir. Hele yukarıdan aşağıya iniş varsa, akıbet hayra alamet değildir. Dünden, bu günümün artısı yoksa kendime çeki düzen vermem gerekir. Zarara doğru gidiyorum demektir. Zarardayım, dön derim kendime ve kendine gelmelisin diye de ikaz ederim, nefsimi.

Bu satırları yazmadan önce kaybım ne, karım ne diye düşündüm? Hayatımın yukarı mı, aşağı mı gittiğini düşündüm? Niçin düşündüm? Bir yılımızın sonuna geldik. En önemlisi hesaba çekeyim ki kendimi başkalarına zararım dokunmasın. Bir de belki en önemlisi, hayatta iflas etmemek amacıyla.

İflas derken, maddi boyutundan öte, ahlaki ve erdemli davranış alanında. Yılın ilk gününden bu güne dek yaptıklarımın hesabını yaptım. Yanlışlarımdan ders aldım.

İçim başka, dışım başka mı diye sordum bu gece boyunca? Olumsuzluk yoktu. Kişinin kalitesinin iç dünyasıyla, dış dünyasının uyumunun şart olduğunu yazar kitaplar, içimiz başka dışımızın başka olmamasına özen göstermeliyiz.

Eğer içimizin konuşmasıyla, dilimiz arasında bağlantı yoksa kişi ne kadar güzel konuşmaya çalışsa da boştur. İnsanlarımız lafa bakmıyor ki… Bitirdiğimiz okulun ismi de önemli değil, önemli olan ahlak kurallarına, kanunlara uygun yaşamaktır.

Hele önemli olan bir mesele daha var ki, kimseyi rahatsız etmemek.

Hayatta bazılarına göre yaş itibariyle fazla gün tükettim, bazılarının yarı yaşına geldim. Şapkamı önüme koydum. Düşündüm, bir yıl içinde bazen ne fırtınalar esmiş. Bazen soluklanmışım. Bazen durgun, sakin.

Kötü olaylarda gece oldum, bunu çok iyi öğrenmişim. Bu konuda insanın içine gömdüğü oluyor hem de ölünün mezara defnedildiği gibi. Ağrısı da, acısı da benim; miski de, reyhanı da kendime ait olan göğsümde. Mezar misali. Böylece hayatta karşılaştığım sürprizleri yüreğime gömdüm derler, bende öyle yapacağım.

Çok geriye de gitmek istemem özellikle bazı günlere, özellikle bazı saat dilimlerine hiç gitmemeye söz verdim kendime. Belki bunlar benim göğsümün ebedi özel misafirleri. O yüzden rahatım. Yaşanmamış saydım, o günleri.

Hangi günler diyenlere yaşanmayan günlere ne denir ki.

Bir yıl içinde kendi zaviyemden bakınca, epey tecrübe olarak kazanımlarım oldu. Yaşadım, gördüm, aynel yakın vakıf oldum, bazı güzelliklere. Güzel insanlarla tanıştım.

2008 de hiç kaybım olmadı.

Günler yaşanıyor iyi veya kötü. Kendi açımdan üzüldüğüm oldu bu da benim için çok önemli dost insanın tayin istemesiyle, bedenen ayrılması / ayrılmamız ne de olsa üzdü.

İki bin sekiz yılı kendim için çok önemli kararlar almama neden oldu. Kendi çapımda mesafe kat ettim. Dostlarımın olduğunu gördüm. Buna çok sevindim. Hiç dostum var mı diye sormuyorum artık?

Başkaları için yaşamanın ber hava olduğu kafama yerleşti. Olumlu birçok hadise yaşadım. Şikâyet etmeyi sevmem. Kimseye sözüm olmaz, önce kendi nefsimi terbiye etmem gerektiğini düşünüyorum.

Yazı yazarken objektif konuları yazdım. Yazarken insanları inciteyim, itici olayım diye hiç düşünmedim. Uyarıcı bazen yazılarda yazdım. Hepimizin küçük büyük hatası olur. Şahsen hatamı ifade edene kızmak yerine teşekkür etmeyi çoktan öğrenmiştim.

Yazılarımı göndermeden birkaç kez okumayı öğrendim. Diplomanın bütün meseleyi halletmediğini kavradım.

Hayatımın kalitesini arttıranın kitap olduğuna kanii oldum. Kişinin önce kendi kusurlarını görmesi kadar erdemin olmadığını anladım.

Bu güne kadar ki, çalışmalarımın yetersiz olduğunu kavradım, okumaya daha çok vakit ayırmaya başladım.

En verimli kararım, vaktime sahip olmak için aldığım karardı benim için. Hiç kimsenin olduğu veya olacağı, geleceği kendini ilgilendirdiği için karışmama becerisi oluştu.

Değer yargılarımızın yerinin başka olduğunu, çalışarak kültür gelişimimin arttığına ev halkı şahit oldular.

Öğrendiklerimin içinde çok önemli olan “ güvenilir olmanın en büyük hazine olduğuydu.” Bu arada olumsuzluk yok mu?

Kendi açımdan yok. Nasıl olsun ki, hiç olumsuz düşünmek istemem. Kimsecikler kırmadı mı? Hatırlamıyorum, defterimde olanlar kırmadı. Telefonla az konuşmanın faydasını gördüm.

Olmayanların kırması, ileri geri konuşmaları, ırgalamıyor insanı belli süre sonra. Konuşmalarını da duymaz oluyor insan. Eleştirin yok mu? Önce kendimi hesaba çekerim.

Ben hayatımı başkası için yaşamıyorum, yaşamamda. Yeni gelen yılımızın da tüm insanlığa hayırlar getirir diye düşünüyorum, dileğimiz olur inşallah.

İki kez, aynı yerden olumsuzluk yaşanmasına fırsat vermemeyi öğrendim. İlk kez negatif olunuyorsa devamı da aynen olduğunu gördüm. Öncül neyse, arkadan geleninde o yönde aynı davranışla geleceğinin işareti olduğunu tahmin ettim.

Tahminler insana bazen rehber de oluyor. Hayat yolunda yürüyen bizlerin bazen inmeye, bazen yolculuğa devam etmeyi de öğrenmiş oldum bu vesileyle.

Yaşımızın ilerlemesi başka güzellikler kazandırıyor. Olması gereken vasıflara sahip olunuyor. Yaşla hayat tecrübesinin birleşerek, hayatın kalitesinin artacağını yaşadım.

En önemlisi nedir 365 günün hesabının? Bazı yönlerden tecrübe sahibi oldum. Geçmişte yaşayan insanların, yaşadıklarını hepimizin yaşamakta, yaşamaya aday olduğunu düşünür oldum.

Birey olarak olumluluk olduktan sonra gerisi laf…

İçimde ukde kalmadığını bildim.2009 hayırlı olsun…

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..