Daha iyi bir dünya mümkün

Oscar'a Doğru 2

Büyük bir gecikmeyle geçtiğimiz Çarşamba günü, elbette sinemada ve elbette üç boyutlu olarak Avatar'ı izledim. Gösterime girdiğinde izlemeye dair hiçbir istek yoktu içimde açıkçası. Önce herkes beğeniyordu, yavaş yavaş bir istek başladı ama hep erteledim bu süreçte. Sonra bir ay boyunca şehir dışındaydım, artık izleyemem herhalde diyordum ki dönüşte Ankara'da halen devam ettiğini gördüm ve biletimi alıp filmi izledim.

Filmi Ankara Panora AVM'de Cinebonus'ta izledim. Orjinal diliyle altyazılı olarak. Ön yargılarım vardı, eleştirileri okudukça konunun yavan kaldığını, filmin çok da bir şey anlatmadığını düşünmeye başlamıştım. İzledikten sonra tüm fikirlerim değişti.

Bir kere filmin görselliği konusunda kimse bir şey söylemez herhalde. Olup bitenler hep yanı başımda gerçekleşti sanki. Bunda salonun dördüncü sırasında oturuyor olmamın da etkisi vardır elbet. Üç boyutlu film izlemek için ön sıralar daha verimli, perdeye aşırı yakın olmayan bir noktadan bilet almanızı tavsiye ederim üç boyutlu bir film izleyeceğinizde.

James Cameron'ın yarattığı dünya kusursuz. O doğa, o canlılar... Hepsi mükemmel. Amerika'nın dünyanın her yerinde sürdürdüğü şiddet politikasıyla inceden dalgasını da geçiyor film, filmin sonunda yine Amerikalı kahraman diyebiliriz. Bunu da doğal karşılamak gerek diye düşünüyorum, zira filmi yapan Amerikalı, bu filmi Türk biri yapsaydı kahraman olan da muhtemelen Türk olacaktı.

Filmin mesajı çok açık bence. Gerçek hakim doğadır ve aldıklarınızı mutlaka geri isteyecektir ve bu halde tüm insanlar altında kalacaktır. Zira dünyanın yaşanmaz bir yer olması sebebiyle Pandora gezegenine gelen insanlar akıllanmamış olacak ki yine yakıp yıkma stratejisi izliyorlar. Orada yaşayan mavi ırkın evlerine saldırıyorlar.

Kahramanımız Jake ise doğanın büyüsüne kapıldıktan sonra Pandora'ya niye geldiğini, kimin için çalıştığını boşverip kendisini mavi ırktan sayıyor.

Konu olarak da denildiği kadar yavan bulmadım. Çok geç olmadan bir adım atılması gerekiyor ama, bu da önemli bir adım olmalı, göstermelik değil. Aksi takdirde çok yakın bir gelecekte dünyamız yaşanacak bir yer olmayacak. Başka bir dünya mümkün... Çaba göstermeliyiz. En kötüsü ise, böyle bir durumda hala gidecek Pandora gibi bir gezegenimiz yok. Olsa bile, gidip o gezegende yaşayanların huzurlarını bozup, evlerini başlarına yıkmaya hiç hakkımız yok. Kendi dünyamızda birbirimizin başına evlerimizi yeterince yıkıyoruz zaten. Üstelik Barış Manço'nun şarkısında söylediği gibi, "zaten paramparça bölünmüş, yaşanmaz olmuş dünyamız, daha fazla kesip bölmeye hiç gerek yok..."

Kısacası Avatar bence büyüleyici bir deneyimdi, en azından görsellik açısından kusursuzdu bile denilebilir. Büyük şehirlerde yaşıyorsanız hala şansınız var, Avatar Ankara'da önümüzdeki hafta da oynamaya devam ediyor. Gidip koltuklarınıza kurulun ve girdiğiniz dünyanın tadını çıkarın. Savaşlara, doğanın dengesini bozan insanlara bir kez daha lanet edin.