Daha ne olsun?

Euro 2008 elemeleri ile beraber Fatih Terim ve A Milli takımımız için lehte, aleyhte bir sürü yorumlar yapıldı, yazıldı, çizildi ve daha da uzun süre devam edecek. Bu gün ben de benzer şeylerden yazıp insanları sıkmak istemiyorum doğrusu… Sadece İsviçre- Türkiye maçı sonrası akılda kalacak ve kalmasının da bazılarının aklını başına getirecek "büyüklük kompleksi ve kibir" in sporda doğurduğu sonuçlara dikkat çekeceğim...

Döner tezgâhında Türk asıllı İsviçreli oyuncu Hakan Yakın ile Fatih Terim resmini kullanarak “Öyle ya da böyle mönüde kebap var” diye yazan ve her milli maç öncesi gerginlik yaratmayı alışkanlık haline getiren Blick gazetesi, aşırı hazımsızlıktan dolayı bir ay süre ile baskısını durdurma kararı almalıdır!

Bu kararı almaları için de onlarca haklı neden sayabiliriz: Terim ve çocukların kendilerini kırmayıp yedirdikleri kebabın çok acılı olduğunu ve pek’lik yaptığını ayrıca ellerinde kalan “şiş” i nasıl tutacaklarını ve nereye koyacaklarını da şaşırmış durumdalar… Tadını da uzun süre unutmayacakları birinci neden olabilir!

Maç sonrası Blick’in "kebap" benzetmesi sorulan Terim, "Ben sahanın çizgileri içinde kalmak niyetindeyim. İsviçre basını bunu hep yapıyor ben de her defasında yenip gidiyorum işte" diyerek Blick’in ŞOM ağzının payını vermiş olması diğer bir nedendir...

Bir başka neden; maç öncesi İsviçre milli takımında oynayacak olan Türk asıllı üç futbolcunun bize karşı tavrı ve oyunları merak ediliyordu. Hakan Yakın, Eren Derdiyok, Gökhan İnler’ i seyrederken hepimiz sevindik ve alkışladık. Ama onlar, hazırladıkları ve attıkları golden sonra sevinemediler bile ve biz onlarla bir kez daha gururlandık...

Sıradaki başka bir neden; biz Türk asıllı çocukların başarısı ile övünürken, o anlı şanlı Avrupa’nın haçlı zihniyeti kendi çocuklarından öç alma peşindeydi. Türkiye'yi barbarlıkla suçlayan Polonya, Polonya doğumlu Alman milli takımı oyuncusunu, Polonya takımına attığı gol yüzünden vatandaşlıktan çıkarmaya hazırlanıyor şimdi!