Daha nice cemaatlar, cemaatçılar ortaya çıkar

Merak etmeyin, baktılar ki, parsayı dinciler götürüyor. “Ben senden daha dinciyim…” diye bu alanda marifetle, daha nice Erbakanlar, Recepler, Fethullahlar..  çıkacaktır.

Niye çıkmasın ki, millet oy verirken: ”Kim düzenli camiye gidiyor, kim karısına çarşaf giydiriyor, kim büyük camiler yaptırıyor…” Bunlara bakıyor. “Malı götüren değil, namazı düzenli kılan önemli.” Diyor..

Gerisi için “Nasıl olsa gelen götürüyor, nasıl olsa bunlar Müslüman, daha az götürürler..” hesabıyla hareket ediyor.  Öyle ya onlar  giderse , daha aç sinekler gelip milletin başına toplanacaklar, ondan sonra bir kez daha yandım Allah! Şimdi bunlar doymuşken, kovalamanın alemi ne?  Varsın otursunlar, çoluk çocuk sebeplensinler.

Bakalım bundan sonra T.C. nin başına kimler çöreklenecek: Fethullahçılar, Cemaatçılar, Hizbullahçılar, Nurcular, Nakşibendiler, İsmailağa, Işıkçılar, Tebliğciler, Kadiriciler,  vs.. ve nice nice dini topluluklar. Tümü de başa geçip, miriden daha çok yararlanmak için kendince hesaplar yapıyorlar.

Onlar hesaplarını yapıp dursunlar, başta bulunanlar durumdan memnunlar; ne yaparlarsa yapsınlar, memleket evlatları,  eyvallah, diyor. Her şeyi sineye çekiyor… Bazı şeylere de ufak ufak ortak da oluyor. Şimdi de geçen seçimlerde kısmen uygulanmış bir oyuna hazırlanıyorlar. Bulguru , pirinci hemen, peşin, peşin vermek yok. Ya nasıl olacak?

“AKP’ye ‘Evet’ mührü basılmış hazır oy pusulaları haberleri  ortalıkta dolaşıp duruyor.

AKP’nin sistemi şöyle çalışıyor:

1-Abiler,ablalar evinize geliyor. AKP’ye ‘Evet’ mührü basılmış hazır oy pusulası size veriliyor.

2-“Sandığa git bu pusulayı at,sana verilen BOŞ oy pusulasını da bize getir.” Diyorlar.

3-“Bu eve 4 adet evet’li pusula bıraktık, 4 tane boş oy pusulası isteriz”. Diyorlar.

4-Böylece insanların, akepeye oy atılmasını garanti altına alıyorlar.

Boş oy pusulasını geri alınca da ödül veriliyor: Makarna, kömür, iş, altın, çamaşır makinesi ne haltsa…

Buna bakarak halkı hor görüp eleştirmemek gerek, ”koyun-moyun, sattı, şerefsiz .. “ diyeceğimize oynanan oyunu bozmalıyız. Ulaşabildiğimiz her vatandaşa şöyle bir akıl verilebilir:
 
“Git, verilen pusulayı sandığa at.

Ama atmadan evet mühürünü başka partilere de bas

Oyun hiç değilse geçersiz olsun.

Sonra boşu al ve getirip onlara  teslim et.”
 
Kimse bunun ahlaksızlık falan olduğundan dem vurmasın: Matematikte 2 tane (-) ,1 tane (+) yapar.”

İnternette anlatılan hazırlıklardan biri bu. Artık şaşırdılar; bu gidişle bütün oyunları da yavaş yavaş deşifre oluyor.

Ağızları iyi laf yapanlar bile ne diyorlar:

“Sen benim evlatlarıma helal lokma yedirmediğim halde, evlatlarıma da haramdan bahsedecek kalitede ev evsafta değilsin!!” (Eskişehir/ mynet. 7.3.14)

Bunun üzerine ne denir: Haydaaa..!

Tabii böyle saçmaladıktan sonra da sağdan soldan sıprıntıları yiyorlar.

Son haber şöyle:

“”ABD Dışişleri Bakanlığı, Başbakan RTE’nin 30 Mart seçimlerinden sonra sosyal medya sitelerinin kapatılacağına ilişkin ifadeleri dolayısıyla kaygı duyduklarını açıkladılar.”  (Milliyet.com.tr/ 8.3.14)

İşler iyice çığırından çıkıyor. Gizli sandığı şeylerden herkesin haberi olması üzerine, Başbakan ben artık şifreli telefon kullanmam,” diyor. Çünkü sonunda anladı ki (nihayet..)  artık herkes her şeyi dinliyor. Dünyada gizli diye bir şey yok.

Ha bunu bileydin de,  şu hataları yapmaydın be uşak.!

Amma, Allah şaşırtmasın! Böyle artık sonuna kadar saçmalayıp gider. Herkese de alay konusu olur.

Bakalım gittiği yere kadar gitsin. Ama yazık oldu eski Genel Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un 26 ayına… Bu bedeli kim ödeyebilir.

Bir de Silivri’den çıkar çıkmaz Başbakanı, Cumhurbaşkanı hemen telefon ediyor: “Geçmiş olsun..” diye  Ne denir : Ha ..Haa… Ha… :):)

İşte ödenti gitti… Yutarsan.