Daktilo

'Askere gidersem yazıcı olurum rahat ederim' düşüncesiyle ağabeyim babama daktilo aldırmıştı. Ağabeyim bir kaç kez denedi ama emeği, sabrı tez tükendi. Daktilo bana kaldı. İlkgözağrısı daktilo olanlardanım anlayacağınız.

Mürekkep - dolmakalem nasıl bir ilkgözağrısı ise daktilo da öyledir. Dolmakaleme mürekkep şişesinden mürekkep çekeceksin. Dolmakalemin ucunu silip çekeceksin, sonrade kapağını kapatacaksın... İşin varsa yazacak, yoksa özenle ceketinin cebine koyacaksın. Çizgisiz beyaz kağıda yazı yazacaksın elbette ki el yazısı ile... Bu dolmakalem ile mürekkebin yazı meraklısına verdiği tat... Y a daktilo... Daktilonun çıkardığı ses... Küçükşerininkinin sesi pek hoş değildir de, büyüklerinin ki anlatılamaz ritimli bir müzik aleti gibidir.Küçük daktiloları üşenmez taşırsın yanında.Yazı meraklısı isen... Daha çok dilekçe yazılırdı daktilo ile.Bugün bile çoğu insan dilekçe ile daktiloyu birlikte düşünür.

Gülten Dayıoğlu 'Fadiş'ini nasıl yazmış bileniniz var mı? Daktilo ile yazmış da, daktilosu varmıymış? Şimdi bilgisayarlar ve çok marifet yüklüler.Bu marifetleri kolayca bellemek bizler için pek kolay değil.Şimdi bu marifetli cihazlarla yazmaya mecburuz, bir kenar da bize dargın duran daktiloların iç burukluğu ile... Dolmakalemden vazgeçmedim.Yazıp tüketip attığımız kalemleri sevemedim.İyi bir dolmakalemim olacak cebimde ve illa ki mürekkebi de iyisinden olacak. Biri küçük, biri de büyük iki daktilom da evimin sözdizim emektarları olarak hep yanıbaşımdalar... Onlarla yazdıklarım beni ne çok mutlu ederdi... Bilgisayar okuryazarı olma çabam ne kadar zor ilerliyor, nerede daktilo sesi ve yazma kolaylığı... Çınlasın Ecevit'in kulakları da bu arada, acil şifa dileklerimizle...