- Kategori
- Güncel
Dalgalar geçidi!
İki yıla yakın bir süredir ülkemde gündemin değiştirilmesine yönelik bir dalga geliyor!
12. Dalga TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) işsizlik rakamlarını açıklama öncesinde geldi. İşsiz sayısı Ocak 2009’da 1 yıl öncesine göre 1 milyon 59 bin kişi artarak 3 milyon 650 bin kişiye çıkıyor. İşsizlik oranı % 11, 6 dan % 15, 5’e çıkarak üst düzeyi görüyor! Gerçek rakamların daha ileri boyutta olduğunu düşünüyorum.
Sabah uyandınız işinize gidiyorsunuz; yetkili ekonomik nedenlerden dolayı işinize son verildiğini söylüyor. Çoluk çocuk sahibisiniz. Şoka giriyorsunuz. Çaresizlik içinde kıvranıyorsunuz! Gazetelerin çoğunda o an fotoğraflarla görüntülenmiş durumda.
Yetkililer açtıkları paketlere karşın başarılı değiller. O zaman tek çare kalıyor: GÜNDEM DEĞİŞTİRMEK. Yardıma dalga yetişiyor!
Kanıksandığı için dalganın biraz şiddetini arttırmak gerekiyor. Üniversitelerimizin eski ve çalışan bazı rektörleri, bilim insanları ve Sivil Toplum Kuruluşlarının önderleri seçiliyor. Bu insanların kamuya yansıyan ortak özellikleri:
- Atatürk devrim ve ilkelerine bağlılık,
- Yurtseverlik,
- Bağımsızlık yanlısı olmak,
- Yardım severlik,
- Özverili olmak,
- Demokrat olmak
- Laik olmak,
- Alanlarında çok başarılı olmak...
Bu özellikleri taşıyan diğer insanlar tepkili.
Kimi sıranın kendisine gelmesini istiyor kimi demokratik yönden karşı koyma eylemlerine katılıyor. Toplumun ilgisi yön değiştirmiş oluyor!
Kimi korkuyor kimi siniyor! Kınanacak bir durum değil.
“ Korkak bin kere cesur bir kere ölür! “
“Tavşan korktuğu için değil, kaçtığı için korkar! “
Siyasal ve sosyal çalışmalar baskı altına alınarak yaratılmak istenen nedir? Toplumu hastalandırarak egemen olma başarı getirir mi?
Bu davranış siyasallaşmış bir davaya dönüşmüştür. Uzun gözaltı sürelerinde çile çeken bu insanlara Ahmed Arif’in biri şiirini armağan ediyorum;
ONUR DA AĞLAR
Gözlerinin pınarında
Bir bulut,
Boşandı boşanacak
Nerdeyse.
Aklımdan geçenleri
Okuyorsun su gibi.
Dünya gördü,
Bizi boğazladılar…
Tutma gözyaşlarını
Onur da ağlar…
Bırak yıkansın gökyüzü,
Lacivert, yeşil, altın
Işıkları günbatının.
İşte şafaktayız gene
Çırılçıplak
Ve mavi.
İşte sanki dağ yeli
Ve işte sanki meltem…
Kimse toz konduramaz
Kesip attığımız tırnağa bile.
Sen en güzel kızısın
Bütün galaksilerin.
Bense tözüyüm artık
Akkor tözüyüm,
Prometheus’u yakan
Kara sevdanın…
Ne alnımızda bir ayıp
Ne koltuk altında
Saklı haçımız.
Biz bu halkı sevdik
Ve bu ülkeyi.
İşte bağışlanmaz
Korkunç suçumuz…
Ahmet Metin Kılınçer
Emekli Öğretmen-Balıkesir
16.04.2009