Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '07

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Dalgaların yıktığı çit

Dalgaların yıktığı çit
 

Boyranaltı'nda, sahildeki çay bahçesinin çitlerini dalgalar yıkmış. Yıkılan çitler sağa sola yatıp ilginç görüntüler oluşturmuş. Fotoğraflarını çektim. Daha kış uzun, belki deniz onların hepsini içine alacak.

Karadeniz hırçındır, her kış sahildeki çay bahçelerine, turizm tesislerine az veya çok zarar verir. Bu zararı azaltmak için çeşitli önlemler alınır. Taşlar yığılır, beton duvarlar yapılır, sahile kazıklar çakılır. Kış boyunca dalgalar bu engelleri döver durur.

Çocukluk yıllarımdan buyana denizin her geçen yıl biraz daha yaklaştığını biliyorum. Nereye bir bariyer konulmuşsa orada deniz daha hırçınlaşıp yakına geliyor. Otuz yıl önce denizde çay istemezdik, gelene kadar soğur diye. Şimdi çay bahçesinden denize uzaklık birkaç adım oldu.

İnebolu’da Atatürk’ün şapka devrimini açıkladığı Türk Ocağı binasının tam karşısında altmış sonları ve yetmiş başlarında bir çay bahçesi vardı, adı Emirgan’dı. Burada yaz boyunca canlı müzik olurdu. O zamanlar elektronik klavyeler henüz çıkmamıştı. Çok sayıda enstrümanı olan bir orkestra güzel müzikler yapardı. Dans müzikleri çalarlar, "Kol düğmeleri", "Zeyno", "Namus belası", "İspanyol meyhanesi" gibi yeni duyduğumuz şarkıları söylerlerdi. Ses sistemleri güçlü olmazdı ama baterinin sesleri uzaklardan duyulurdu. Radyodan tanıdığımız "Doğru mu yanlış mı" bilgi yarışması yapılırdı. Önceden yer ayrılmadığında oturacak masa bulmanın zor olduğu akşamlar olurdu. O akşamlarda çay bahçesinin arkasındaki sahildeki kumların çakılların üzerinde oturur, oradan dinlerdik.

Şimdi bu çay bahçesinin olduğu yerde bir park var, banklarda oturup gazetemi okumayı severim ama deniz dalgalıysa otururken dikkat etmem gerekir. Ani gelen bir dalga sırılsıklam ıslatıverir. Şimdi orada yüksek ve kalın beton duvarlar var. Sahil hiç kalmadı, deniz duvara kadar geldi. Kışın kimi günler dalgalar bu parkı ve yolu aşıp karşı kaldırıma kadar ulaşır.

Sahilde dalgaları izlerim. Dalga kıyıya yakın bir yerde patlar. Kıyıda bir engel yoksa, sular kumların çakılların üzerinde ilerler, çakılları yıkayıp, kumları da düzeltip geriye çekilir. Dalganın ulaştığı en uç yerde hızı sıfıra düşer. Enerjisinin çoğunu tükettiği için geriye dönerken çok az kum ve çakıl taşır. Kıyıda bir engel varsa ve hızını sıfıra düşürmeyi başaramazsa, o zaman geriye büyük bir hızla döner ve sürükleyebildiği herşeyi denize taşır. Deniz birkaç yılda o engele kadar gelir ve yerleşir.

Sahilde yer kazanma hırsımız yüzünden biz denize yaklaştık, deniz bize yaklaştı. Aramıza duvarlar girdi, kumlu çakıllı sahillerimizi yitirdik. Asıl korkum sahil otoyolunda, yapılırsa denizle aramıza asıl duvarı o çekecek. Ben Karadeniz’e güveniyorum: Karadenizli sahil otoyoluna engel olmayı başaramazsa, Karadeniz engel olur. Öyle bir engel olur ki, o çitlere davrandığı gibi nazik davranmaz. Karadeniz’in hiç şakası olmaz.

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..