Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Dalgındım

Evde misafirim, kimse yok. İstanbul'dayım. Dedilerki, bu marketin telefonu, ararsın ne istersen getirirler.

Aradım, kibar bir bey çıktı.

-Ekmek, şu, bu, filan gazete
-o gazete yok, şu var.
-İstemem, mandalina var mı?
-Kaça?
-Çok pahalı, şu kadar olur mu ?
-Peki hanfendi, öyle olsun.
Yavaş yavaş dalgacı bir sesle konuşuyor, çünkü bu şehirde sohpetle sipariş olmuyor, adamcağızın belki başında kalabalık var. Neyse sipariş bitiyor.
-Adresiniz?
-Adresi bilmiyorum.
_-Ev nerede?
-Bİlmiyorum, karşıda garaj var,
-Galiba akşam geç geldiniz.
Anlıyorum, eni konu dalga geçiyor benimle.Hak ettiğimi düşünüyorum, aldırmıyorum.
-Girişte Kırmızı Lale çiçekçisi var
-Anladım, Güneş apartmanı, kaçıncı zil?
-Bilmiyorum.
-Nasıl yapalım?

-Aaa, en iyisi ben balkona çıkayım, çocuk beni görür.-
-Oldu hanımefendi , iyi günler
Kış günü balkondayım, delikanlının bir elinde poşet, omuzunda damacana , gördü beni, seslendim,
-Oğlum, bize geliyorsun, balkonun katını say, zili hesap et, çal' diyorum, genç gülümsiyerek;
-Sen otamatiğe bas ' diyor, kahkahayı atıp, otamata basıyorum, ama gülmekten kapıyı açamıyorum.
Görünmez olup, benim için yapabilecekleri yorumları, duymak istiyorum.
Bakkalın çırağı, gülmesini tutamadığı için kapıya elindekileri bırakıp, boş damacanayı bile almadan gidiyor.
Yaşlılık bu değildir değil mi?

 
Toplam blog
: 50
: 746
Kayıt tarihi
: 27.01.08
 
 

Biyologum ama öğretmenlik yaptım. Emekli oldum ve nihayet duygularımı, yaşadıklarımı, gördüklerimi p..