Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '09

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Dali'nin sinekleri

Dali'nin sinekleri
 

Salvador Dali (1904-1989)


Geçtiğimiz haftasonu Emirgan 'daki Sabancı müzesinde biz İstanbul'luların sanat aşkına yakışır biçimde gösterime sunulan Salvador Dali'nin eserleriyle en nihayet ben de tanıştım. Karalama kağıtlarına yaptığı eskizleri, suluboya çalışmaları, biricik aşkı Gala'ya ait portreleri ve inişli çıkışlı sanat dolu hayatı seyre değerdi doğrusu. Her 80 kuşağı genç gibi bende, ressam olarak ilk televizyonun Trt 2 kanalında "Ressam Sevinci" programı ile kalbimi feth eden kabarık saçlı elinde fırçasıyla harikalar yaratan Bob Ross'u tanımıştım. Doğa adeta canlı halini hissettirir şekilde görünüyordu onun tuvallerinde. Benzer duyguları ve hatta daha da ötesini Dali' de yaşadım.

Telefon ile konuşurken ya da ders çalışırken kimi zaman elimize geçirdiğimiz herhangi bir kağıda karalamalar yapanımız çoktur. Tabi bunlar adı üzerinde sadece karalama şeklinde çizikler, yıldızlar ve ok şekillerini içeren anlamsız başı boş çizimlerdir. Dali, adeta her boş anında anlamı büyük olan kaliteli karalamalar yapmış. Hicvini, övgüsünü ve sanatını konuşturmuş. Seksen küsür yıllık (1904-1989) yaşamında da hayatı dolu dolu yaşamış olan Dali'nin perspektifi ve savunucusu olduğu sürrealizm akımını yansıtması hakikaten takdire şayandı.

Bilmeyenler için sürrealizm, gerçeküstücülük anlamına gelen 20.yüzyıl başlarında Fransız Şairi Andre Breton kuruculuğuyla gündeme gelmiş 1.dünya savaşının açtığı yıkım, saçtığı dehşet ve akılcı düşüncelerini tavır alan, bilinç dışının düşsel dünyasına yönelmeyi temsil eden bir akımdır. Genelde nesneler alışılmışın dışı biçimlerde betimlenerek kullanılmaktadır. Gerçeküstücülük Akımı'yla neredeyse özdeşleşen, Salvador Dali'nin anılarından ve düşlerinden esinlenerek yaptığı resimlerinde; eriyip akan saatler, gövdesinde çekmeceler taşıyan insanlar, boşlukta uçan eşyalar yer alıyordu. Özellikle de insan kafasının üzerine yapışmış sinekler ve nar meyvesinin çoğunlukta kullanıldığı yapıtları da dikkat çekenler arasındaydı. Sanırım Dali'nin en çok sevdiği meyve nardı. Ve yaşamı detaylarda incelemek ve belki de hücrelere benzeterek bölünen yaşamı, bir dokununca bin ah hissedilen meşakatli dönemleri simgelemek istiyordu. Sinekler konusunda da kanımca, renkli kişilik Dali insanların mutlu olmasına mani olan kötü düşüncelerin nasıl kafaları sardığını ve hatta sinekler ancak pis kokuşmuş yerlere giderler ya; beyinlere yerleşen savaş, acımasızlık, dehşet tohumlarını insanların hep aklında olduğunu göstermek istiyordu. Ya da başka bir bakış açısı olarak sineklerin temizlik alışkanlıklarını kullanarak tüm olumsuzluklardan arınma çabasıdır anlatlan. Tabi tamamen bu açıklamalarım, kompozisyonlar üzerindeki amatörce bir yorumlarımdır. Konunun uzman kişilikleri muhakkak daha manidar yorumlar yapıyordur.

Velhasıl uzun sözün kısası sanata dokunuyorum bu günlerde. Derinliklere anlam katıyorum. Değerli olanlara küçük ziyaretlerle ruhuma zenginlik ve kültür katıyorum. Dolayısıyla sizlere de ufkunuzu genişletebilmeniz adına buralardan uzaklara gitmeden Dali nin eserlerini bir görün diyorum. Üstelik çok uygun giriş ücreti ve kalın bir güvenlik geçiti ile Emirgan da sanatseverleri bekliyor.

Sevgilerimle

 
Toplam blog
: 93
: 1475
Kayıt tarihi
: 02.02.07
 
 

Elektrik mühendisiyim. Eğitimci bir ailenin kızıyım. Kelimeler ve rakamlarla geçen serüven dolu b..