Dalya 10 - Blog 1001

Sanırım en hoş dalya bu dalya...


Öyle böyle değil ama var ya...


Darısı olmayanın başına...


Bir zamanlar hayaldi...


Tatlı bir masal gibi...


1001 gece masalı...


Sonunda çıktı geldi...


Ulaşılmaz değildi tabii...


"Ne konuşuyon usta kendi kendine?"


"Kendi kendime değil birader, camaate."


"Bu dalya fazla kalamıycam usta, tebrik edip gidiyom ben."


"Tamam birader ateşi aldın da, hele biraz da çalı çırpı toplasaydın."


"Kusura kalma usta, acelem var gidiyom ben... Şimdi espriyi çözecek kadar vaktim yok."


"Ne bu telaş birader, nereye böyle?"


"Face'e"


"Nası yâni, book'lu Face mi?"


"Hııı."


"Senin ne işin var orda be yaa, naapcen?.. :-))) Bak güldürdün beni ya."


"Ne gülüyon aabi?.. Sen gitmişin ya!.. Hiç de çaktırmıyon yâni he... Bi de gitmeyecem diyip duruyodun, nooldu?"


"He vallah, yaptık öyle bişey, direncimiz kırıldı... Maksat dostlar kırılmasın."


"Milliyet Blog yazarları oraya kaymış diyolar, burası teklemesin usta, ne diyon buna?"


"Olmaz öyle şey birader. Ağır topların bir ayağı hep burdadır, boşlamazlar burayı, ben de öyle, sen merak etme."


"Tamam o halde... Ben de gidiyorum ve Face'e giriyorum."


"E hade madem, hayırlısı olsun gir bakalım... Orada da bulursun sen beni şimdi... Bak bana gelirsen beni beğenmekten öte gitme, hayran-mayran olup da book'unu çıkartma yâni."


KIYMETLİ DOSTLARIM... 1001 HEYECANLA SAÇMALADIYSAK AF-OLA... TEŞEKKÜRLERİMLE, SEVGİMLE, SAYGIMLA.