Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '12

 
Kategori
Anılar
 

Damağımda tadı kaldı...

Damağımda tadı kaldı...
 

Pos ta cıııııı


Sabah demlenmiş mis gibi çay, yanında kızarmış ekmek kokuları sarardı evleri. Ailece toplanılır, Allah ne verdiyse konulur, bazı günler daha özel, bazen sıradan yaplırdı sabah kahvaltıları.

Çıtır çıtır kızarmış ekmeğin üzerine sürdüğün tereyağı, bal belki de vişne reçeliydi. Mis gibi kokan çaya ve de kızarmış ekmeğe eşlik eden bir başka lezzet daha vardı yanıbaşımızda. Sabah ekmeğine eve gelirken yol arkadaşlığı etmiş olan günlük gazetenin lezzetiydi bu. Onunda mis gibi kokusu ve tadı vardı en az tavşan kanı çay ve kızarmış ekmek kadar.

Gazete okumak keyifti sayfalarını karıştıra karıştıra, kahvaltı masası ortada beklerken herkes eline gazetenin bir parçasını alıp, olan bitenden haberdar olmaya çalışırdı. Zira bir tıkla ulaşmak mümlün değildi dünyada olan biteni öğrenmeye.

Hele de bulmaca meraklıları için daha da uzun sürerdi bu kahvaltı keyfi.

Gökkuşağı-Alaimisema,

Türk müzüğinde bir makam- Rast

...

Şaşı bak şaşırlar hafta sonu ekleriydi bazı gazetelerin.

-Ya ben neden göremiyorum, burada ne var?

-Bak bak, gözlerini şaşırt öyle bak görürsün..,

...

Elişi ekleri verirdi bazen, onlar toplanır bir araya daha sonraları örnekler çıkarılırdı oralardan...

İki ters bir düz,

dört parmak haroşa,

üç düz üç büz, saç örgüsü...

***

Bazen zamansız çalardı kapı zilleri, bazen de beklenirdi o zilin çalması. Keza arkasında gelecek olan kişi de...

Gelen postacıydı. Sevinirdik onu kapıda her gördüğümüzde. Sevgiliden, sevilenden eş, dost, arkadaş, evlat, ana-babadan beklenen haberler postacının boynuna astığı çantasından çıkardı zira.

 

Tadı mı?

Bambaşkaydı, ne bugün rağbetin zirvesine tırmanmış e postalara benzerdi ne telefon mesajlarına…

Slm…

nbr?

Tşk.

By.

k.i.b.

değildi sözcükler, kısa ve özensiz ise asla değildi. Sevgiliye kestirme yoldan gitmeye çalışmazdı mektubu dolduran kelimeler. Hissedilirdi, önemsenirdi.

Emek vardı onlarda, hissedilerek yazılmış her bir harfin kıvrımlarında saklıydı nice sevdalar, özlemler, hasretler, umutlar...

-Selam eder gözlerinden öperim…

-Sepet sepet yumurta sakın beni unutma, unutursan küserim,  dostluğumu keserim, bak ben seni unutmadım, bayramın kutlu olsun…

 

 

Hele de İçini ısıtan o yılbaşı kartları. Pullu simli o yılbaşı kartları sanki içine alırdı insanı. O karlarla kaplı ağaçların içerisindeki, penceresinden ışık saçan sevimli küçük evin içindesin, orada yaşayan sensin.  Hayal bu ya…             

-Yeni yıl sana sağlık, başarı ve mutluluk getirsin...

-Her yeni yıl, geçireceğin en güzel yılın olsun...

...

Ne sevdaları saklardı o kartlar, ne sevdalara kucak açardı, ne yüce sevdaları beslerdi.

Kokusu gelirdi sana, taa uzaklarda olsa bile o yazan ellerin.

Hala damağımdadır tadı, sabah kahvaltısına eşlik eden gazetenin, postacıın elinden kaptığım mektubun.

Emek verilmiş her şeyin tadı başkaydı.

Sevmek emek ister, emeği hoşgörü besler.

Hiç tükenmeyecek sevdalarınız olsun…

 

 

 

 
Toplam blog
: 153
: 1584
Kayıt tarihi
: 18.12.08
 
 

Yaşamayı seven, yaşamı dürüst ve içten yaşayan, evi, eşi ve iki yavrusunun annesi... ..