Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '13

 
Kategori
Güncel
 

Damarımda kan donacak

Damarımda kan donacak
 

Gelin bu gün biraz çam devirelim!  Ormanı yakalım,  İçindeki orman envali tek, tek ayıklayalım.

Dağı tepeyi bölüp üstündeki fidan ve yetişmiş ağaçları türlerine göre ayıklayalım, ormanı Nasrettin Hoca misali bir kuşa benzetelim. 

Meşe kayın gürgen kestane çam sedir selvi uzansın gökyüzüne, her biri ayrı, ayrı hizmet etsin Dünya krallığı kurmak isteyen emperyalist güçlere.

Emperyalist güçlerin egemenliğini içlerine sindirenler, gözlerimizin içine baka, baka ırkıma milletime adıma iftira edip çamur atıyorlar.

Olup bitenleri görüp işittikçe, damarımdaki kanım donacak!

Türk Milletine ne çok kin besleyen, çekemeyen, içten içe düşmanlık besleyen varmış da bilmez görmezmişiz.

Sözüm ona akil adamlar arasına seçtiler.

PKK’nın meşrulaşmasına, akan kanın kurumasına katkı sağlayacakmış!

Bismillah dedi, ilk demeci“Türkler Kürtlerle aynı statüye gelmek istemiyor” diye manşete çıktı.

Akilliğini sevsinler senin.

Haberi okuyunca merak ettim bu akili!

Biyografisine bir göz attım.

1956 yılında İstanbul'da doğmuş! Sanat yaşamına İstanbul devlet Opera ve Balesi’nde başlamış, uzun yıllar baş belerenlik yapmış.

Belgesel ve dizi filmlerde rol almış.

CNN Türk’de ki MesutYar'ın programında kendisine sorulan “hiç aldattın mı” sorusuna evet aldattım cevabını vermiş…

Anlayacağınız hem ünlü hem de cesur bir sanatçı.

Biyografisinde doğum tarihi yazılı anne baba adı yok. Alt üst kimliği de yazılı değil. Soy ağacını açık etmemiş… Ancak kullandığı ifadelerden de anlaşılacağı üzere Türk olmadığı da gün kadar açık.

Lafa bakın!  “Bugüne kadar ayrıcalıklı olan hep Türkler’di.”

Gerçekten öyle mi?

Şu “Bugüne kadar ayrıcalıklı olan hep Türkler’di” cümlesini önümüze koyalım ve düşünelim. Gerçekten Türkler ayrıcalıklı mı?

Ben bir Türküm, meri yasalar önünde hiç hiçbir kurum, kuruluş, makam bana ayrıcalıklı davranmadı. Adımı soyadımı sordu, etnik kökenim ve kimliğim hiç sorulmadı.

Türk olduğum için, ne bakan, ne başbakan, ne üst düzey bürokrat,  ne sanatçı yaptılar!

 Ne mal verdiler ne bir mülke ortak ettiler.

Ne Deniz’de gemiciklerim ne filom, ne de dağda sürülerim var. 

Yolda yürüsem kimse tanımaz.

Sahneye çıksam alkışlamaz.

Siyaset dünyasına bir bakın! Kabineyi bir inceleyin. Türkiye mozaiğinde hangi renk varsa kabine o renklerle süslenmiş.

İçinde sadece “Ne Mutlu Türküm Diyene” diyen yok!

Rahmetli Turgut Özal, alenen benim damarlarımda Kürt kanı var diyordu. Hem bakanı hem başbakan hem de Cumhurbaşkanlığı yaptı.

Bu Gün Türkiye’nin Başbakanı bir Gürcü!

Türkiye’de yaşayan gürcü Nüfus 1,5 milyon tahmin ediliyor. 75-76 milyonluk Türk Nüfus içinde 1,5 milyon nüfusun lafı mı olur?

Ama Türk Milleti öyle asil ki kimsenin etnik kimliğini sorgulamıyor.

Maliye bakanı, Tarım bakanı, İçişleri Bakanı, AB den sorumlu Bakan, vs vs Kürt!

Tabi bu isimleri kayıtlı oldukları İl’lere bakarak değerlendirilmiştir.

Ya bilinmeyenler?

Başbakan Yardımcılarını saymaya gerek var mı?

Dikkat çekmek istediğim şey, kimsenin etnik kimliğini sorgulamak değil!

Akil adam statünde görev alan sözüm ona sanatçı geçinen birinin:“Türkler Kürtlerle aynı statüye gelmek istemiyor” diyenin ön yargılı duruşunu vurgulamaktır.

Yalnız O mu?

Akil adam diye seçilenlerin birçoğu Milletime Lale Mansur’un baktığı pencereden bakıyor ve yaklaşıyor.

Şimdi Mehmet Akif Ersoy’u, rahmetle yâd etmenin tam da zamanı. 

O yüce gönüllü Şair bakın nasıl sesleniyor?

“Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın. Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın, Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

M. Akif Ersoy’un sözü üstüne söz söylenir mi? Ne haddimize efendim sustuk!

 
Toplam blog
: 380
: 438
Kayıt tarihi
: 27.08.07
 
 

Karanlığın düşmanı Işık! Gecenin zifiri karanlığı, şafak sökerken yerini, ufukta yükselen Güneş Işı..