Darbeler ve Türkiye

11.05.2009 tarihinde "12 Eylül ve Kenan EVREN" başlıklı bir TEPKİ KONTROL blogu yazmıştım ve hayretle kimse olumsuz tepki göstermediği tartışma açmadığı için bende blogumu yayından çektim. 

Normal şartlarda silahsız demokratik ortam sağlanması gerekirken, toplumu darbelerle sindirme ortamına dönüştürmenin meşru bir mantığı olamaz. Seçimle iş başına gelmemiş OTORİTER REJİMİN halkın isteklerine kulak asması mümkün müdür? olamaz. Bir cuntanın hasarlarının sonradan hesaplanacağı, direktifleri veya kendi doğrularını uygulanması hangi mantığa sığabilir. 

Dünyanın en büyük darbelerinin bile belirli bir ömrü olduğunu yakın tarihimizde seyrediyoruz. BUNA rağmen gazetelerde darbe zihniyetinden vazgeçilmediğini sürekli yeni darbeler tasarlandığını okuyoruz, bu durum toplumu tedirgin etmekten başka bir işe yaradığını söyleyen olabilir mi? 

Esas olan halkın beklentilerine cevap verecek onları demokratik yolla toplumu pozitif yönledirilecek politikaların üretilmesidir. 

Ve esas olan; yoksulluk, işsizlik, gelir bölüşümü adaletsizliği, beceri eğitimi yetersizliği, psiko-sosyal problemlere çözüm programlarının üretilip uygulanmasıdır ki; değil tasarlayan düşünen bile yok. 

Toplumsal problemleri çözecek programlar yerine yaşam tarzı darbeleriyle bir yere varılmadı, varılamaz.'

Kadri KANPAK