Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '10

 
Kategori
Mizah
 

Darwinist'lerden işte öylesine hikayeler-II

Darwinist'lerden işte öylesine hikayeler-II
 

Bugün II. Öylesine Hikayemizle karşınızdayım.  

Kara canlısı olan sürüngenlerin nasıl olup da uçmaya başladıkları konusunda öne sürülen iki evrimci teori vardır. Arboreal ve Cursorial teori. 

Arboreal teoriye göre kuşların ataları ağaçlarda yaşayan sürüngenlerdir ve bunlar zamanla "daldan dala atlayarak kanatlanmışlardır".  

Cursorial teoriye göre ise uçan sinek ya da böcekleri avlamak amacıyla uzun süre çırpma sonucu sürüngenlerin ön kolları kanatlara dönüşmüştür. Ama bu dönüşümün nasıl meydana geldiği konusunda tahmin edersiniz ki evrimcilerin akla uygun, doyurucu bir açıklaması yoktur.  

Cursorial teorinin önemli bir savunucusu olan John Ostrom, her iki hipotezi savunmanın da spekülasyon olduğunu şöyle itiraf eder: "Benim 'cursorial predator' teorim gerçekten de spekülatiftir. Fakat arboreal teori de aynı şekilde spekülatiftir".1  

Mutasyonların %99 u zararlıdır. Biz bu sürüngenin % 1'den yararlanarak -ki o %1 de yararlı değil, etkisizdir- ön ayaklarında bir değişim olduğunu varsayalım. Bununla kalmıyor ki; üzerine yeni mutasyonlar eklenmeli ve "tesadüfen" bir kanat oluşmalı. Dahası bu sürüngenin ön ayaklarında oluşan mutasyon, hem ona bir kanat kazandırmaz hem de ön ayaklarından yoksun bırakır. Bu sakatlık durumu o hayvan için dezavantajdır. Evrim teorisi ne diyordu? Doğal seleksiyon sonucu güçlü olan bireyler seçilir, sakat olanlar elenir. Bu canlı da sakat olduğuna göre elenecektir.  

Ayrıca mutasyonlar sık sık gerçekleşmez. O halde söz konusu sakat hayvanların, evrimin öngörüsü olan milyonlarca yıl bu durumda yeni mutasyonlar beklemeleri oldukça anlamsızdır, mümkün değildir. 2  

Bu teorilerin iddiasına göre geçmişte dünya üzerinde "yaşamış olması" gereken ara geçiş formlarına da hiçbir zaman rastlanmamıştır.  

...  

Yazıda dikkatinizi çeken bir konu oldu mu?.. Sürüngen uçabilme çabası içinde olduğuna göre henüz uçabilen bir canlı olmaması gerekiyor. Ama farkettiğiniz gibi, sürüngenin ağzı sulanarak avlamaya çalıştığı canlı, saniyede 1000 kez kanat çırpan mükemmel kanatlara sahip bir sinek. O halde... Demek ki uçabilen canlı varmış, hem de mükemmel uçabilen. O zaman bu sürüngen ona özenmiş olmalı. Nasıl özenmesin saniyede 1000 kez kanat çırpmak, muhteşem bir sayı. Sinek bu sırada ısınmıyor ve yanmıyor da üstelik.  

Tek güç sahibi Allah'tır. Güç sahibi olduğunu iddia edenler büyük yanılgıdadırlar.  

Ey insanlar, (size) bir örnek verildi; şimdi onu dinleyin. Sizin, Allah'ın dışında tapmakta olduklarınız -hepsi bunun için biraraya gelseler dahi- gerçekten bir sinek bile yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, istenen de. (Hac Suresi, 73) 

1-John Ostrom, "Bird Flight: How Did It Beginı", American Scientist, January-February 1979, vol 67,  

2-http://evrimteorisi.info  

NOT: Bunu duyduktan sonra, kollarını çırparak geceleri gizlice uçma çalışmaları yapan Darwinistler olabileceğinden fena halde kuşkulanmaya başladım. Çırpınırken yakalanacak olurlarsa, uçamamalarına gerekçe olarak kollarını çırpma sayısını tam olarak tutturmamadıklarını bile söyleyebilirler :)...  

 
Toplam blog
: 727
: 972
Kayıt tarihi
: 09.02.10
 
 

Ekonomi okudum. 5 yıldır haber siteleri, portal ve dergilerde yayınlanan yazılarımı ve inandıklar..