- Kategori
- İlişkiler
Davetsiz misafir...
Hiç ummadığınız, zamansız, dar vakitlerde, beklemediğiniz, hatta kim olduğunu bilmediğiniz biri, ansızın çalar kapınızı, misafiriniz olmak ister.
Oysa beklemiyorsunuzdur, gelmesini istemiyorsunuzdur. Geleceğini bilseniz kabul bile etmeyeceksinizdir...
O yüzdendir onun da ansızın dayanması kapınıza, emrivakileri sevmediğinizi bile bile...
Bilseniz açmayacaksınız sıkı sıkı kapattığınız kapılarınızı.
Nasıl açabilirsiniz ki ?... İçiniz dışınız darmadumandır, paramparça olmuştur yüreğinizin misafirhanesi...
O’ nu ağırlayacak avuç içi kadar bile yeriniz yoktur..Adam etmek, onarmak zaman alacaktır.
O halde de kabul etmek istemezsiniz, edemezsiniz.
Yorulurdu, ezilirdi, rahat edemezdi... O razıydı’’ olsun dedi olsun. Birlikte toparlarız, adam ederiz. Ve birlikte yeniden hayat kurarız’’. Öyle sıcak, öyle masumdur ki bakışları.
Kıramazsınız, geri çeviremezsiniz bebek yüzlüyü..
Korkarak açarsınız yüreğinizin kapılarını .Ürkersiniz, korkarsınız önceleri..
Sonra.....
Siz kaç kere daha dağıtırsınız, O kaç kere daha toparlar...
Ya daha sonra...
İyi ki açmışım dersiniz...
İyi ki emrivaki yapmışsın dersiniz.
İyi ki ansızın çalmışın kapımı dersiniz.
Tutup çıkarır sizi dipsiz kuyulardan, çekip alır sizi uçurum kıyılarından.
O size son zamanlarınızda, Tanrının gönderdiği bir armağandır.
‘’Hoş geldin bebek yüzlüm gönlümün misafirhanesine.’’diyebilmek böyle birine mutlulukların en büyüğü olsa gerek..