Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '09

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Davetsiz misafirdir aşk...

Davetsiz misafirdir aşk...
 

Ey aşk sen nelere kadirsin...


Davetsiz misafirdir aşk, beklemediğin bir zamanda çıkagelen...

Aşk vardır, apansız bir zamanda seni bulduğunda yer sallanır, harekete geçer bütün fay hatları, artçı sallanırsın sabah akşam sürekli, her daim üç beş teklik devirmiş gibi, sallandıkça daha bir sevdalı gülücükler saçarsın çevrene, dönme dolaba binmiş de inmişsin sanki, kendin bile bilmeden neden hep güldüğünü, kendi halinde yaşayıp gittiğin, susamlı simit, krem peynir, çay aralığındaki dünyanda... İki gönül bir olup seyran etmiştir samanlığı...Artık iki kişiliktir sabah kahvaltındaki sahanda yumurta, ıslak çamaşırların arasına karışır onunkiler de balkonda.

Yağmurda donuna kadar ıslanmak bile keyiflidir şimdi, el ele dolanırken sokaklarda. Şarkılar hep sana yazılmıştır aşk sevinci ve coşkusuyla... Daha mutlu, mesut el sallarsın penceresindeki teneke kutulardan sarkan sakız sardunyalar arasından her daim sokağa bakan, kolları altın bileziklerle bezeli, kulağında sallanan altın küpeleriyle camda süzülüp duran Hayriye Teyze'ye. Hava trafiğinin yolcususundur artık hemde iki kişilik, Kanatlı Turizm Seyahat'in yolculuklarında.

Fırında sütlaç tadındadır şimdi zaman...

Pembe çiçekli elbisen daha da çok yakışır şimdi, saçların uçuş uçuştur rüzgarda aşk dolmuştur içlerine, daha güzel savrulur, pespembedir yanakların, gözlerinse ışıl ışıl... Bir omuz vursan sallanır karşıdaki koca dağlar, belkide yıkarsın hiç yılmadan... Merdivenler koşarak inilir çıkılır hiç yorulmadan, civa gibisindir artık ne ele sığarsın ne de avuca...

Fıstıklı baklava tadındadır şimdi yaşam...

Yattığın yatağı, örtüğün yorganı, elbise dolabını paylaşırsın aynı tuvaleti, aynı şemsiyeyi, mavi ekoseli gömleği.... İtiş kakıştır artık sana ait olanlarla ona ait olanlar. Dolap dar gelsin ne olur ki, dünyan genişlemiş kocaman bir aşkı almıştır artık içine...

Lakin...

Hani her şeyin bir sonu, her çıkışın bir inişi vardır ya.

Molalar vermeye başladığı zaman aşk...

Önce; yalan dolan, küçük uydurmacalar dolaşmaya başlar heryerde küçük cüceler gibi, tası tarağı toplayıp gitme zamanı gelmiş demektir artık aşk diyarından. Tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna makamındadır şimdi şarkılar... Görmezden gelirsin önce, kaçamaklarını, dolambaçlarını, ıska geçme, ertelemelerini, ama an gelir ki birden, en okkalısından şamar yemiş gibi olursun suratına... Davetsiz geliveren aşk, kaça kaça da gider ardına bakmadan... Bakakalırsın ardından, elinden oyuncağı alınmış bir çocuk şaşkınlığında, boynu bükük, ellerin koynunda...

Ekşili çorba tadındadır şimdi hayat...

Pembe çiçekli giysiler hiç yakışmazdı ki zaten sana, pembeyi de sevmezdin zaten, Hayriye Teyze'de sıkıcı yine her zamankinden fazla, altın küpeleri ve meraklı bakışlarıyla... Sürüklersin ayaklarını giderken tekrar susamlı simit, krem peynir, çay kıskacına... Ahh birde daha geçenlerde koşa koşa inip çıktığın ama şimdi gözünde büyüyrn şu merdivenler olmasa...



Nuray ÖRS-BİLECİK

 
Toplam blog
: 153
: 1584
Kayıt tarihi
: 18.12.08
 
 

Yaşamayı seven, yaşamı dürüst ve içten yaşayan, evi, eşi ve iki yavrusunun annesi... ..