Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '09

 
Kategori
Haber
 

Davos, varsın bacağıma sıkılan kurşun olsun

Davos, varsın bacağıma sıkılan kurşun olsun
 

www.milliyet.com.tr


Davos’ta dünya basınının acil koduyla geçtiği kriz, dünya basınında olduğu gibi Türkiye’de de çeşitli yankılara yol açtı.

Yorumlar muhtelifti.

“En son” haber ise Peres’in özür dilediği şeklinde bir içerik ile verildi. İsrail Cumhurbaşkanı Peres özür dilemişti. Haber iyi kaynaklardan alınmıştı. Bugüne kadar hiçbir eylemi sonrasında hiçbir yetkilisinin özür dilediği görülmeyen İsrail için Peres’in özür dilemesi son derece önemliydi. Belki bu yüzden İsrail’den canlı yayına katılan her İsrailli gazeteci kendilerine bu cümle hatırlatıldığında hayretlerini gizleyemiyorlardı. Gizleyemiyorlardı çünkü İsrail özür dilemezdi. Uluslararası ilişkilerde özür yoktu.

Özür dilemek yaptığını kabullenmektir. İsrail Cumhurbaşkanı çocukları öldürdüklerini kabul etmeyeceğine göre olsa olsa kullandığı vücut dili sebebiyle belki özür dileyebilir. Ama bu durumda kullanılacak en iyi cümle, üzüntülerini bildirmektir. Krizin çıkması nedeniyle en az sizin kadar üzüntülüyüm demektir.

Olayın başına dönelim.

İsrail Cumhurbaşkanının avazı çıktığı kadar diyebileceğimiz bir ses yüksekliğindeki ateşli konuşmasını yaptığı dakikalara.

Anlaşıldığı kadarıyla konuşması sırasında sadece Sayın Başbakanı muhatap almıyordu.

Ne zaman kuruluşunun ismi geçse ya da diğer ülkelerden söz etse BM Genel Sekreterine, Arap dediğinde Amr Musa’ya, ama Hamas dediğinde mutlaka Sayın Başbakan’a bakıyordu. Kimilerince etkili olduğu düşünülebilecek uzun konuşmasında, söylediklerinin haklı olduğunu hissettirebilmek için de salonla sürekli göz temasına geçiyordu.

Son cümlesini ise ikna olduklarına inandığı salona, danışmanlarının da yardımıyla alkışlatıyordu.

Ama söylemlerinde bir farklılık yoktu, geleneksel İsrail politikaları çerçevesinde düşüncelerini aktarıyordu.

Aslında Sayın Başbakanın da söylemlerinde bir farklılık yoktu, o da genel olarak daha önceki söylemlerinin arkasında duruyordu.

Tek bir farklılık, moderatörün el temasıyla Sayın Başbakanın sözünü kesme çabalarına karşılık, Sayın Başbakanın dünyada İngilizce bilen hiç kimsenin kullanmayacağı bir şekilde “one minute” cümlesini söyleme biçimi ve bu söylem biçimininin desteklediği bakışlarla cümleye yüklediği anlamdı.

Ancak moderatörün provakatif davranışları ve yiten soğukkanlılık sonuçta, gerginlikler alanı olarak tanımlanan Davos’ta bugüne kadar yaşanmamış bir krize neden oldu.

Sayın Başbakan, bundan böyle oynamayacağını belirterek, salondan ayrıldı.

Şimdi ne olacak?

-Dünya basını ve politik çevrelerinde, Sayın Başbakanın diplomatik bir yöntem izlemediği yorumları ön plana çıkarılacak.

-Arabuluculukta tarafsızlığını yitirdiği belirtilerek, Arap ülkelerinin aynı cümlede kullanılmaktan bile kurtulmak istedikleri Hamas ile bundan böyle Sayın Başbakan anılmaya başlanacak.

-Peres’in, Nobel Barış Ödülünü alması, seksen yaşına varan tecrübesi, bugüne kadar yaptığı görevleri, Sayın Erdoğan’ın yapıp ettikleriyle karşılaştırılarak, durum saptamasına gidilebilecek.

-Arap ülkelerinin Hamas’ı Arap olarak değil, İran uzantılı bir terörist örgüt olarak gördüğü işlenecek.

-En önemlisi, bundan böyle Türkiye’nin nerede durduğu sorgulanırken, İsrail yavaştan aklanacak.

Ermeni sorunu mu?

Amerika mı?

Dünya mı?

Küreselleşme mi?

Bu görünümün muhtelif yerlerine serpiştirilerek, yeni biçimleriyle işlenecek.

***

Sayın Başbakanın yaptığının aynısını yapar mıydın diye sorarsanız, daha da ötesine geçerdim şeklinde bir cevap verebilirim.

Çünkü ben bireyim.

Kendimi temsil ediyorum.

Zaman zaman kendi ayağıma sıktığım kurşunlar nedeniyle benden başka canı yanan hiç kimseyi görmedim.

 
Toplam blog
: 340
: 1591
Kayıt tarihi
: 10.03.08
 
 

Basınla ilgili bir kuruluşda çalışmaktayım. Uzun yıllar basınla ilgili konularda danışmanlık yapt..