Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '09

 
Kategori
Güncel
 

Davos'un Ardından

Davos'un Ardından
 

İtiş Kakış Moderatör


29 OCAK haber bültenini izlerken flaş haber, son dakika spotları ile duyurulan ve Başbakanımız RTE'nin İsrail Devlet Başkanı ve Modaratörle olan diyalogları ve harekat tarzı doldurdu ekranları. Başbakanın davranışı önce garibime gitti. Ardından tuhaf bir mutluluk hissi yayıldı içimde. Bu güne kadar bu Başbakanın Hükümet ettiği dönemde izlenen ezik ve teslimiyetçi dış politika dönemi bitiyor muydu? Başbakanın aklı başına yeni mi gelmişti? Yoksa bu önümüzdeki seçimler için yapılmış bir güç gösterisinin yanında Kıbrıs'tan ve diğer Milli Politikalarımızdan daha önemli olduğu görüntüsü çizilen Filistin gösterisi miydi?

Başbakanın düşüncesi her ne olursa olsun; bu tür toplantılarda; Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden bir bürokrat bile olsa ülkenin şeref ve haysiyetini koruyacak, ezilmeyecek, gerekirse masaya yumruğu vuracak cesareti göstermeliydi. Öyle de oldu. Uzun süredir emre amade görüntü veren Türkiye kendini buldu.

Bana göre işin incelenmesi gereken kısmı bu değil. Esas önemli olan, bu etkinliğe gelene kadar ki dış politikada gösterilen teslimiyetçilik ve AB'den ve ABD'den empoze edilen her türlü fikre olumlu yaklaşılarak, onların istekleri doğrultusunda hareket etmek, çıkartılan kanunlarda ve uygulamalarda ulusal menfaatler ve direniş göstermeden olayları kabullenmenin bu olaya çanak tutmasıdır. Oturumu yöneten Modaratörün Türkiye Başbakanının elini tutmasına cesaret edecek kadar ileri gitmesi, AB sevdası yüzünden geçmişteki teslimiyetçilikte aranmalıdır.

Bu güne kadar; AB uyum yasaları, Kuzey Irak Kürt Devleti, Musul-Kerkük, Kıbrıs Sorunu, Ermeni Sorunu gibi çok ciddi sorunlarda umursamaz görünürsen veya yeterli hassasiyeti ve çıkışı göstermezsen, özelleştirme uğruna ülkenin tüm sanayisini yabancılara teslim edersen, 2B talan yasası ile isteklerin yerine getirilmesi için cevap verirsen Moderatör'e sözünü kesme ve elini tutma cesaretini sen verirsin. Ulusal politikan olmazsa seni Kabile Reisi sanırlar.

Dış politikasını güdümlü hale getirmiş, Milli Menfaatlerini değerlendirmekten uzak, içeride tüm ekonomik değerlerini yabancılara teslim etmiş bir ülkenin gücü nedir? Bu çıkış ne kadar devam eder? Teslimiyetçilik son bulur mu? Ülkemizin ekonomik değerleri tekrar Türk halkının hizmetine sunulur mu? bunları zaman gösterecek.
Ancak bildiğim tek bir şey var, bu ülkenin kurtuluşu "Ananı da Al Git", "Müşteri Olsun Pijamayla Çıkarım", " Kızımıza Görücü Geldi" politikalarının bitirilerek, Türk Halkının haklarının en az Filistin Halkının hakları kadar savunulmasıyla olacaktır, yoksa bir iki toplantıda yalandan kükremeyle değil.

 
Toplam blog
: 8
: 458
Kayıt tarihi
: 01.07.08
 
 

Samsun'un Havza ilçesinde doğdum. İlk ve Orta öğrenimimi Havza'da tamamladıktan sonra Çankırı Astsub..