Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '09

 
Kategori
Güncel
 

Davos ve Kasımpaşa'ya hakaret: eski semtler adına bir manifesto

Davos ve Kasımpaşa'ya hakaret: eski semtler adına bir manifesto
 

Kasımpaşa'dan bir görünüm...


Bazen insanın canına tak ediyor. Baya içerliyor duyduklarına... Okuduklarına …Neymiş? ‘Erdoğan’ın Davos’taki Kasımpaşa çıkışı’… ‘Başbakanın Kasımpaşa ağzı’… ‘Kasımpaşalı raconu kesen Erdoğan’… ‘Kasımpaşalı Tayyip Davos’ta esip gürledi’… ‘Davos’ta bir Kasımpaşalı’…Hele bir tanesi var ki… ‘Kasımpaşa’dan niçin diplomat çıkmadığı anlaşılmıştır’… Bu ne demektir biliyor musunuz; yazarı muhtemelen inkar edecek olsa da, ‘Kasımpaşa’dan niçin adam çıkmadığı anlaşılmıştır’ demektir. Tüm bunları duyunca üzerime alınıyorum. Yüreğim burkuluyor… Benim üzüntüm Tayyip Erdoğan’ın yaptığının usul ve esas açısından en haklı davranış olduğunu ispatlamak değil. İçerlemem Kasımpaşa ile sınırlı olmayıp, bir dizi semtin sadece aşağılık hareketlerin yapıldığı, aşağılık insanların yaşadığı, aşağılık yerler olarak gösterilmesidir.

Kasımpaşalı mısın, Karagümrüklü müsün, Tophaneli misin, tamam ya serseri, ya ayyaş, ya çeteci ya da hırsızsın! Hatta karşınızdaki gizli bir ırkçı ise ‘çingene’ bile olabilirsiniz. Ya da hemen akabinde bir soru ; ‘ay nasıl yaşıyorsunuz oralarda ?’. Hani derler ya adı çıkmış ona inmez dokuza… Ama bazı bilgi noksanı eşhas kendi nazarlarında bu güzelim semtleri indirebilecekleri en zavallı, pis ve çirkin seviyelere indirmişlerse gerçeklikten de bir o kadar uzaktadırlar. Benim üzüntüm de böyle bir durumdan kaynaklanıyor. Aynı duyguyu bundan önce defalarca tecrübe etmeme ve birçoğunu sırf basit bir savunma, hatta aşağılık kompleksi denmesin diye gülerek geçiştirmeme rağmen Erdoğan’ın Davos’taki tutumunu eleştirirken sıkça kullanılan Kasımpaşa’ya yönelik ağır sataşmalara daha fazla sessiz kalamazdım, kalamadım da. Sebepleri var elbette. Birçok kişiye önemsiz gelebilir ama sırtında o klişelerle ve yaftalarla yaşamaya mahkum edilmiş o güzide semtleri kimsenin ‘hakir’ görmeye hakkı yok. Onu siyasi veya kişisel, kendi kavgalarına alet etmeye hiç hakları yok. İndirgemeci genellemelerle bunu o semtte yaşayan herkese pranga olarak takmak hadlerine mi düşmüş?. Hele bir de bunu bu memleketin okumuş, demokrat ve liberal aydınları, makbul bulmadıkları bir davranışı, hal ve harekatı yermek için yapıyorsa… Düşünmüyorlar mı milyonlarca insanın makbul bulduğu ‘semt aidiyeti’ ni ayaklar altına alıyorlar. Sonuçta başbakanın Davos’taki çıkışına ne ad koyarsanız koyun, ister anlık sinire ister önceden planlanmış siyasi bir senaryoya bağlı değerlendirin ; Kasımpaşa, Karagümrük ve diğerleri, birileri o çıkışın şekline ve içeriğine karşı itirazlarını ortaya koysun diye kendilerince evrensel olan bir adab-ı muaşeretin zıttına tekabül etmek için yoklar bu dünyada.

Sana ne oluyor diyenler olabilir ? Ben Karagümrüklüyüm. Karagümrük’te doğdum. Karagümrük’te büyüdüm. Hala oradayım. Madden değil ama ruhen oradayım. Hiç ayrılamıyorum. Karagümrük öyle bir yer ki benim için… Oxford’taki şık, halk arasındaki adıyla ‘monşer’, Batılı tarzı hayattan çıkıp uçakla yapılacak dört saatlik sonunda varılacak bir semt. Hem bilir misiniz, Kasımpaşa ve Karagümrük eğer son zamanlarda değişmediyse birbirlerini pek sevmezler. Tatlı bir rekabet vardır devamlı aralarında. Ama bu benim Kasımpaşa’ya yöneltilen çirkin imalara susmamı gerektirecek kadar önemli bir mesele değildir. Aksine Karagümrük’te aldığım ‘semt terbiyesi’ üstüme vazife olmasa da Kasımpaşa müdafiliği yapmamı gerektirir.

Lakin Kasımpaşa ete kemiğe bürünemez, dile gelip kendini savunamaz… Kendi hikayesini, onu vücuda getiren sosyal dokuları, insancıl ilişkileri anlatamaz. Ama onun diliyle konuşmak gerekirse, insanların din, dil ve ırk ayrımı yapmaksızın (atlamayın hemen mevzubahis olan resmi politikalar değil, o semtlerde yaşanan günlük hayat) kendilerine birbirlerine daha yakın hissettikleri, ölüsüne dirisine koşuştukları yerlerdir. Yeni doğmuş bebeklerin komşulararası düzenlenen merasimle yıkandıkları, bir zamanlar ciciannelik gibi günümüzde ‘o da ne’ dedirtebilecek müesseselere evsahipliği yapmış yerlerdir. Mahallelerden müteşekkillerdir doğru. Ama baskı kurulsun diye; veya başına muhtar seçilsin diye değil. ‘Mahalle baskısı’ denen sosyal bilimsel neolojizm o kültürün doğal sebebi değil, bazı sosyal ilişkilere isim olması bakımından sonucudur. Mahalleleri mahalle yapan komşuluktur. ‘Komşuluk’, eski semtlerin <ı>nomosudur. Yazılı olmayan anayasasının değiştirilemez kuralıdır. Raconun ta kendisidir.

Ne Tayyip Erdoğan Kasımpaşa’da büyümüş tek ademoğludur, ne de onun yaptıkları Kasımpaşa’yı temsil etme hakkına sahiptir. Benim yaptığım Karagümrük’ü tek başına bağlar mı? Ben şimdi niye Oxford’ta okumadınız diye hesaba çekebilir miyim bütün semti ? Veya onlar beni neden okudum diye yargılıyabilirler mi? Neden sokakları değil de daha büyük bir dünyayı öğrenmek istediğimi yerebilirler mi ? Veya başka birisinin yaptığı, bir azınlığın, birkaç kişinin yaptığı o semtte oturan herkese sosyal bir leke olarak damgalanabilir mi? Şahsen en büyük meraklarımlardan birisi Kasımpaşa’nın, Karagümrük’ün adını ağzına alırken bunu hakaretvari, aşağılayıcı bir dille kullanan insanların o semtlerde olup bitenden, terbiyeden ne kadar haberdar olduklarıdır? Racon denilen -onların anlayacağı dille söylüyorum- ‘code of conduct’ı sadece kesme, biçme, dövme, gasp, yaralama işlerinde kullanılan bir meşruiyet zemini olarak mı bilirler? Eğer öyleyse bu yanlıştır. Kasımpaşa ile diplomatlık arasındaki ilişkiyi kendince icat eden beyefendinin mantık zinciri ne kadar yanlışsa, bu da o kadar yanlıştır. Peki Türk Hariciyesi’nin Batı’daki ilk daimi temsilcisi olan ve 1793-1797 arasında trenle bir saat öteciğimdeki Londra’da görev yapan Yusuf Agah Efendi nerelidir acaba bilir misiniz? Ya Hariciye’de görev yapmış o kadar diplomatın arasında bir tane dahi olsa Kasımpaşalı yok mudur ? Dışişleri’nden ricamdır. Kendi personelinin onuru için açıklansın…

 
Toplam blog
: 26
: 916
Kayıt tarihi
: 03.11.08
 
 

Nobel ödülü sahibi isimlerin bile sabah ilk iş olarak bloglarına 'bugün başıma çok ilginç bir olay g..