Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Şubat '09

 
Kategori
Siyaset
 

Davos zirvesi ve Türkiye

Davos zirvesi ve Türkiye
 

Her yıl düzenli olarak düzenlenen ve bir nevi dünyanın en seçkin insanlarının beyin fırtınası şeklinde geçen Davos Zirvesi'nin bu seneki oturumuda sona erdi.

Ancak açık olan şu ki etkileri devam edecek gibi duruyor. Özellikle Sn Erdoğan'ın Kasımpaşalı politikasının Türkiye'ye yansımaları ve bunların etkileri daha uzun süre gündemden düşmeyecekmiş gibi duruyor.

Sn Erdoğanın Davos'ta sarf ettiği malumunuz sözleri burada bir daha tekrarlama ihtiyacı duymuyorum. Sadece kafayı kurcalayan birkaç noktayı sizinlede paylaşma gereği duydum.

Efendim, şimdi hepimiz biliyoruz ki dünya kapitalizminin sermayesi olan sıcak para ve ekonominin büyük kısmı yahudi lobileri ve kuruluşlarının elindedir. Bugün Türkiye'nin yeni bir anlaşmanın arefesinde olduğu IMF bile American mandacılığının ülkeleri ele geçirmek için geliştirdiği ve yahudi destekli sadece bir kuruluştur. Varmak istediğim nokta ise, çok fazla detaya girmeden, şudur; Sn Erdoğan'ın yaptıkları ve söyledikleri takdire şayandır. Özellikle mağdur durumdaki Arap Dünyası dahil hemen hemen bütün ülke liderlerinin İsrail liderinin sözlerine alkış tuttuğu bir ortamda, "Yumuşak huylu olabilirim lakin uysal koyun değilim.. Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz.." türünden çok ağır ithamlarda bulunması kendisinin dış politikada çok keskin bir viraj aldığının kanıtıdır. Şunu da belitmeden geçemeyeceğim: Evet, Sn Erdoğan doğru bir tespit te bulunmuş ve acı gerçeği en bariz şekilde haykırmıştır. Tüm dünya liderlerinin aksine yalakalık yapmamıştır, bu da Türkiye'nin İslam Dünyasında ileri bir adım atmasına ve alkış almasına vesile olacak ve ezilmişlerin sesi olma yolunda önemli bir yere gelecektir. Tabi bunlar sadece işin laf ebeliği dediğimiz kısmıdır... Hani derler ya "gönül isterdi ki" gibi iyimser cümleler kuralım ancak gerçek bu değildir. Sorarlar adama sen bunca senedir bir bakkalı değil Türkiye Cumhuriyetini yönetiyorsun. Bölge barışı için uzlaşmacı bir tavır takınıyorsunda, bölgenin neredeyse tek muhalifi olan ülkeye nasıl böyle rest çekebiliyorsun hemde Nobel Barış Ödülü almış bir başbakana. Madem ki bu Filistin halkına yapılan zulum içimizi sızlatıyor, bizi Davos gibi bir platformda duygularımıza hakim olamayacağımız bir duruma koymuş, bizi derinden yaralamıştır, NEDEN? İsraile somut bir tepki göstermiyoruz. Bir Chavez olamıyoruz. Acaba İsrail domates ihraç ederek mi bu kadar zengin ve güçlü bir devlet oldu? Hayır! İsrail bölgenin silah deposudur. Silah ihraç ediyor. Ve Türkiyede onun ihracatçısı yani müşterisi. İsrail'in en büyük sermayesi silah ticaretinden elde ettiği paradır. Bu bir gerçektir. Ve Sn Başbakanın Davos'taki çıkışından sonra Genelkurmay karargahı iletişim dairesinin açıklaması ise Askeri İşbirliğinin en iyi şekilde devam ettiği ve Heron insansız uçak alım ihalesinin ise devam ettiği şeklindedir. Şimdi gelelim önemli noktaya madem İsraille ilişkiler mükemmel (iki taraftanda yapılan resmi açıklamalar bunu söylüyor, Sn Erdoğanın çıkışı resmi politika değilmiş sadece bireysel insani bir tepki göstermiş!) peki Sn Erdoğan ne yapmaya çalışıyor. Bu sorunun cevabı ise elbette iç politika. Takip edenler iyi bilir Davos çıkışından sonra falanca parti şu kadar yükselme yaptı... diye. Evet bildiniz, Başbakan sadece seçim öncesi tabanına bir mesaj yollamıştır. İmaj tazeleme. Sn Erdoğan'ın Dış politikada yanlış yaptığını düşünenler çok büyük yanılgı içerisindedirler. Çünkü İsrail'de gayet iyi biliyor ki Türkiye dış politikası İsrailsiz değildir. Ancak dikkat ederseniz İsrail de dahi bu şekilde görülmüştür. Yani Sn Erdoğan anlık bireysel bir tepki vermiştir ve bu da yaklaşan yerel seçimlerin stresinden olsa gerek. Sn Erdoğanın samimiyeti nasıl belli olur, daha ne yapsın diye soracaksanız cevap nettir. Somut adımlar atıldığı zaman: İsraille Askeri ihaleler tek taraflı iptal edilir, İncirlik üstünde İsrail'li pilotların eğitilmesine son verilir. Diplomatik ilişkilere geçici olarak ara verilir. Aksi taktirde Sn Erdoğan ile Şimon Perez aynı kefede olacaklardır. Çünkü Perez' e sorarsanız ülkesini ve halkını korumak için gerekirse çocukları bile yok ederim diyor ve yapıyor. Ve acı gerçektir ki Sn Erdoğan da 2006 Nevruz kutlamalarında ölen 8 kişinin ardından şu sözleri sarf etmiştir: " Askerimize polisimize taş atan çocukta olsa yaşlıda gereken yapılacaktır" diye. Peki ne oldu ertesinde 4 çocuk sokaklarda polis kurşunuyla öldürüldü. Aslında Başbakan bazılarının dediği gibi İsraille ipleri koparmış değildir, sadece ortada kaliteli uzun vadeli iç siyasete yönelik bir hamle söz konusudur. Yem atılmıştır ve gerçektende yutulmuştur.

 
Toplam blog
: 13
: 614
Kayıt tarihi
: 27.11.08
 
 

Bilgisayar Mühendisliği Bölümü lisans öğrencisiyim. Sayısal alandan yetişmiş birisi olmakla birlikte..