Davranın, 3. Viyana kuşatması yakındır

Diyarbakır’ın PKK’ya teslim edilmesinden birkaç gün sonra http://gundem.milliyet.com.tr/genisleme-mi-dayanisma-mi-/gundem/gundemdetay/23.03.2013/1683917/default.htm adresinde bir haber yayınlandı.

Habere bir de harita eklenmiş. Haritaya kanarsanız, Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, İrak ve Suriye’den toprak almışız. Hatta hızını alamayan arkadaş Kıbrıs’ın tamamını da alıvermiş.

Osmanlı tarihini incelerseniz, yükselme devrinde her sene haritaların değiştiğini görebilirsiniz çünkü Osmanlı üretime değil işgale dayalı bir imparatorluk olduğu için her sene mutlaka bir yerleri işgal etmek zorundaydı.    

Bilen bilir bilmeyenler için kısa bir açıklama eklemek gerekir diye düşünüyorum. Olta ile balık tutarken oltanın uçuna bir kanca bağlanır ve kancaya da o balığın sevdiği yiyecek takılarak balığın olduğu yere olta atılıp beklenir ve sonunda mutlaka bir balık oltaya gelir.

Bazı acemi balıkçılar ise; oltaya balığın değil de kendilerinin sevdiği yiyeceği takar ve göl kenarı çamur oluyor diye gidip hiçbir balığın yaşamadığı plaja olta atar ve boşuna bekler durur.

Diyarbakır’da toplanan yüzbinlerin PKK bayrağı açıp meydan okumalarının ekranlarda görünmesinden sonra işin çığırından çıktığını ve apo’nun yattığı hapishaneden ülkeyi bölme aşamasına nasıl getirildiğini görebilen daha önce destek vermiş ama şimdi düşünebilen, azıcık da olsa yüreğinde vatan sevgisi olan ve dönen dolapları görebilen bir takım insanların tepkilerini ortaya koymaları, sokağa dökülmeleri karşısında yandaş basın doğal olarak onların hoşuna gidecek bir yemi oltanın ucuna takarak göle atmıştır. Büyüyen yeni Osmanlıcılık.

Öyle ya; haberdeki yoruma bakarsak apo efendinin misak-ı milli sınırlarını ima etmesiyle buraları elinde tutan Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, Irak ve Suriye hemen özür dileyerek buraları bize iade edivermişler.

O zaman apo’yu biraz daha gaza getirsek bu sefer Fas, Tunus, Cezayir, Sırbistan, Bosna, Makedonya, Macaristan ve eski Osmanlı toprakları üstünde kurulmuş cümle devletler özür dileyerek aldıkları toprakları geri verirler ve böylece tekrar Viyana kapılarına dayanırız. Neden olmasın?  

Bu gazla neden olmasın diyoruz ve bir dahaki yaza kalmadan Viyana’ya 3. sefer için hazırlıklarımızı tamamlayalım diyoruz. Haydi yallah….