Davranış Literatüre Girmez

Davranış canımızın istediği gibi yaptığımız. Kuralı yok, ilkesi yok; kimse diyemez ki şöyle ya da böyle olmalı.

E siz bizim davranışlarımızı kurala kaideye sokuyorsunuz; Cemşit efendi tek ayağının üzerinde yürüyormuş, sana ne, yapabilirse yere basmadan yürüsün.

Düşündüklerimiz yaptıklarımız değil davranışlarımız sorgulanıyor, hatta öncelikle onlar.

Ha bunlar yanlış sonuç doğuruyor ya da göze hoş gelmiyor…

Bunun eğitimi yok, kişi beğenilmeyen davranışlarında toplumun dışına itilerek cezalandırılır.

Davranış bilimi diye bir bilim olamaz ve özellikle olmamalı. Biz insanın içindeki cevheri çıkarmaya çalışıyoruz sen madenin ağzını kapatıyorsun!

Bazı söz ve hareketlerim sürekli eleştiriliyor. Ben yaratıldığım şekle dönmek istiyorum, siz hepiniz başkasısınız, o nedenle size tuhafım. Tamam, şaşırın, nedir bu deyin ama olmaz demeyin. Ben böyle seviyorum, bu benim özgürlüğüm. Neyi nasıl yapacağım diye ağzınıza mı bakacağım; hayatın teyidi olmaz, nasıl istersek öyle yaşarız.

Literatürden kaynaklanıyor. Birileri bir zaman bir şeyler yazmışlar çizmişler, siz de onları biliyorsunuz, bilmediğinize deli diyorsunuz. 186 çeşit hayat var, bu literatürü yazanların sakalında 186 tane kıl var mı?

Başkalarına benzemek kişiyi sıradan yapar. Ben mesela randevuma geç kalırım ama sizde randevuya geç kalınmaz. Kendim yarım saat beklerim, beni de yarım saat beklesinler, gelmezse giderim.

Buna benzer birçok farklı davranışlar gösteririm.