Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '06

 
Kategori
Ramazan
 

Davul, davulcu ve çalar saat!

Davul, davulcu ve çalar saat!
 

Ramazan'ın en tipik tipleri sanırım davulculardır. Davulcular, eski zamanlarda, oruç tutacak olan müstakbel sevap sahiplerini sahura kaldırmakla görevli olan bireylermiş.

Ne kadar eski zamanlar?

En ilkel çalar saatin bile icat olunmadığı zaman diye bir yanıt vermek mümkün olabilir sanırım bu soruya.
Ama gel zaman git zaman, çalar saat icat olunmuş; çalar saatlerin envai çeşidi icat olunmuş... Yetmedi! Teknoloji son hızla gidiyor. Çalar saat görevi yapan televizyonlar, radyolar, teypler, telefonlar ve şu anda bizim bilmediğimiz bir sürü halt icat olunmuş...

Davulcular halen, her Ramazan'da mesai yapıyorlar.

Bilindiği üzere imsak vakti belli... İmsakiyelerde mevcut. Ama sahurun başlangıç saati belli değil.

Davulcu bey (yani eski zamanların çalar saati bey) evinden çıkıyor. Görev, oruç tutacak olanların uyandırılması.

Hangi oruç tutanlar?

Tabi ki bizim davulcunun görev alanına giren evlerde oturan oruç tutucular.

Davulcu bey (genellikle) yürüyerek geziyor.

Davulcu bey imsağa kadar bütün evlerin önünde davul çalmak zorunda.

E o da bir insan netice itibariyle. Yürüme hızı belli.

1 saatte ne kadar yol alır? Belli.

Bu yol içerisinde ne kadar ev vardır? Belli.

Bunların sabit değerler. Olaya fiziksel olarak bakıldığında, tüm bu sabit değerler elimizdeyken imsak vaktine kadar tüm evlerin önünde davul çalabilmesi için iki değişken vardır.

1- Evlerin önündeki davul çalma süresi.

2- Görevde (davul çalma görevi) kalınan süre.

"1" nolu değişkene müdahale şansımız fazla değil. Zira önünde davul çalınan apartmanın ışıkları yanana kadar davul çalma işlemi devam eder. Yani, her evin önünde davulu iki "dom dom" ettirip gitmek olmaz.

"2" nolu değişkene ise müdahale daha kolaydır. Yani görevde kalınan süre. Yalnız bu sürede imsak ile sınırlıdır. O zaman tek bir seçenek kalıyor geriye:

Davulcu bey, davul çalmaya erken çıkmak zorunda. Yoksa kendi bölgesindeki bütün evlerin önünde davul çalması mümkün değildir. Bu da, bayram bahşişlerinin miktarına olumsuz etki yapabilir.

Durum böyle olunca da davulcu kardeşlerimiz "görev alanlarının" genişliği ile orantılı olarak göreve erken çıkmaktadırlar.

Diyelim ki sahur saat 05.00'de; diyelim ki, sizin eviniz davulcunun evinin yanında. Ve yine diyelim ki, sizin davulcunuzun davul çalma bölgesi bir hayli geniş.

Üzgünüz. saat 24.00 ya da 01.00 gibi bir saatte sahura kalkacaksınız. Daha erken bile olabilir!

Boşu boşuna "İyi ama sahur beşteydi!" demeyin. Davulcunuzun daha gezeceği dünya kadar yer var. O nedenle yola erken çıkmak zorunda.

Peki n'olacak? Vatandaş her gün, saat beşteki sahura onikide- birde mi kalkacak?

Ne münasebet!

Bunun da çaresi var tabi! Hemen sıralayalım:

1- Davulcuya bayramda vereceğiniz bahşişi peşin verin, sizin evin önüne gelip davul çalmasın.

2- Davulcuya bir taşıt alın. Daha hızlı gezerse, yola daha geç çıkabilir. Örneğin bir kamyonet alın, hatta bir zamanlar Aygaz kamyonlarında olduğu gibi bir de müzik taktırın üzerine. Davulcu düğmeye bastığında,

"Dom dom dom! Saa-hu-raaa" diye çalsın.

3- Davulcuya bir telefon alın. Telefon numaranızı da verin. Her gece sizi arayıp sahura kaldırsın.

4- Herkes kendine bir davul alsın. Davulcu geldiğinde, "Sağol kardiş. Bizim davulumuz var. Kendi kendimizi uyandırıyoruz. Sen hiç zahmet etme." deyip, davulcuyu bir daha mahalleye sokmasınlar.

5- Nasıl olsa her mahallenin bir gece bekçisi var. Davulculuk görevi de bu bekçilere verilsin. Böylece onlara ek bir gelir de sağlanmış olur.

6- Biliyorsunuz kapıcılık denen bir meslek var. Bu arkadaşlarımıza birer davul alınıp verilse, bu işi gayet iyi yapabilirler.

Şimdi bazı okurlarımız diyebilirler ki, "Kardeşim benim çalar saatim var! Davulcuya falan gerek yok. Ben kendim kalkar, sahurumu yer, suyumu içer yatarım!"

Doğru ya! Çalar saat bu işi görüyordu değil mi?

Peki bundan davulcuların haberi yok mu?

Sanırız yok.

Başka kimin haberi yok?

Bizim de bundan haberimiz yok.

* İllüstrasyon: Sefa SOFUOĞLU

 
Toplam blog
: 118
: 1658
Kayıt tarihi
: 20.06.06
 
 

70'li yılların sonlarına doğru (1977 veya 1978... Belki de 1979...) tüm zamanların efsane dergisi..