Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '07

 
Kategori
Ankara
 

Dayıko

Dayıko
 

Ankara varoşlarına bir başka yağar kar. Yağan kar değil derttir tasadır. Her zerre deler insanın yüreğini. Kar değil yağan gamdır, kederdir. Varoşlarda daha bir merhametsizdir kar. Durmadan yağar, bıkmadan yağar. İnsanların nefesi buz tutar soğuktan. Ama kalpleri sıcak, sım sıcaktır varoş insanın. Her sabah olmayan işlerine çıkarlar evden. Her akşam dönerler evlerine olmayan işlerinden. Boş tabaklara anneler kahır doğrar, gözyaşlarına katık olsun diye. Çocuklar bilmez işsiz babanın kederini. Anlamaz annenin neden süt vermediğini. Ağlar dururlar, kuruyan göz pınarlarına inat. Soba yanmaz, odun tükendi, kömür zaten yok.Isınmak için en iyi yol uyumak erkenden.Bir o zaman unutur anneler çaresizliği, babalar beş parasız olduğunu.Bebekler o zaman dalar en güzel rüyalara.Bir başkadır varoşlarda kar yağması.Her zerre kurşun gibi ağır.Kahır ve kahır.İnsanların türküleri sevda üstüne değildir burada.Umutsuzluk üstünedir.Mutsuzluk yağar burada kar yerine insanın üstüne.

Gece bir davul sesi böler uykularını. Arnavut davulcu geçer zar zor yoldan. At arabasının arkasında çalar davulunu. Aç insanlar sahura kalkar, tevekkül içinde. Olmayan ekmek, yemek için kurulur sofra. Anneler, babalar ve çocukların aklına düşer yine fakirlik. Besmele çekip otururlar sofraya. Biraz peynir, yarım ekmek, üç zeytin sofradakiler. Tüm evlerde aşağı yukarı aynı manzara... Yanlız bir evde başka bir telaş akşamdan beri. Gecekondusunun yanındaki tandırda yaşlı bir kadın tüm gece boyunca çalışır... İki komşusu ile beraber. Biri un eler kadınların, diğeri yoğurur. Yaşlı olan tel tel açar hamuru arasına ne bulursa kor. Tepsiye dizer yaşlı kadın. Sahura kadar sürer bu iş. Kaç tepsi hazırladılar bilmez kimse. Pişeni dağıtır kadınların en genci. Bir gölge gibi dolaşır evler arasında. Kimsenin onurunu kırmadan evlere servis yapar. Fakir evlere. Karınları doyar önce çocukların, anaların en son babaların. O da Arnavut bir anadır. Mahallenin çoğu gibi... Kendi gibi yaşlı bir kocası vardır. Adam berberlik yapar bu yaşta. Kirada iki gecekonduları vardır. Durumları diğerlerine göre iyidir yani. Aldırmazlık yapamazlar fakir komşularına. En çokta çocuk ağlamalarına... Mahalleli Dayıko derler adama. Karısına ise Arnavut ana. Her sene ramazanda devam eder bu börek pişirmeler, Arnavut böreği pişirmeleri .Derler ki hiç unu eksilmezmiş tandırın. Ateşi sönmezmiş hiç ocağın. Arnavut ana tepsiler dolu börek yaparmış geçeler boyu hiç yorulmazmış. Dayıko devamlı çalışırmış dükkanda, müşteri eksik olmazmış hiç. Çoğundan para bile almazmış. Sonra verirsin dermiş.Veren verirmiş parayı, veremeyene helal etmiş Dayıko. Ankara varoşlarına bir başka yağar kar. Yağan derttir kar yerine. Sofralar boş tabaklara gebedir.Ama insanlar bilir ki Arnavut ana tandırını yakmış, yufkaları hazırlamıştır. Doyura bildiğim kârdır bana diyor Arnavut ana.

 
Toplam blog
: 405
: 914
Kayıt tarihi
: 19.04.07
 
 

Okumayı ve kendimce yazmayı severim. Samimi eleştirilere açık biriyimdir. ..