De Souza'ların gecesi ve 12 numara

Şüphesiz bu galibiyet Fenerbahçe camiasına bir nebze nefes aldıracaktır. Ancak asla gerçeklerin üstünü örtmeyecektir. Özellikle ilk yarı çok ciddi bir pozisyon olmadan geçip gitti. Ancak maçın başında gelen tipik Lugano golü Fenerbahçe’nin rahatlamasını sağladı. Sonraki dakikalarda bu rahatlamada şüphesiz ilk defa kendisini heyecanla izlediğimiz Josico’nun futbolu’da etkili oldu. Futbolcularda Josico’ya bir güven duyulduğunu bizler tribünden gördük ve haklı olduklarına da inandık. Çünkü Josico’nun Maldo’ya göre daha çok topa bastığını oyunu iki yönlü ve daha aktif oynayabildiğini gördük. Ama Aragones’in ilk kötü hamlesi etkili Josico’yu 64.dakikada oyundan almak oldu. Bu hamle Bursaspor’un atacağı gollerinde habercisi oldu.

Fenerbahçe’de görülen en temel şeyin toplu hücum ve toplu defansı müşterek yapamadıklarıdır. Bu sorun acilen çözümlenmelidir. Rakip ataklarda ileride mutlaka 4 kişi geri dönüş yapamıyor. Hücumda ise geriyi bırakmamak adına 7-8 kişi devamlı topun arkasında kalıyor. Belli futbolcuların çok fazla yorulduklarına şahit oluyoruz. Çünkü arkada oynayan 7 kişi çok fazla geriye yaslanarak oynuyorlar. Kenarda oynayanlarda içeri girmeyince orta alan boşluğu bu maçta da gözüktü. Bu durumda Fenerbahçe 3-4 kişi ile hücum yapıyorki bu da etkili hücum yaratmıyor. Sağ tarafta Gökhan çok yalnız kalıyor. Ancak Deivid’in gelişi ile birlikte Gökhan’ın etkili oyunu geri gelecektir.Solda ise Carlos hücumu unutalı çok oldu. Sistem gereği daha geride oynayan Alex’i de artık kolay kolay ceza sahası içinde göremiyoruz. İlk yarıda sadece son dakikalarda gördük onda da penaltı düdüğü üfleyemeyen hakeme takıldı.

İkinci yarıda ilk yarı gibi golle başlayınca takım uzun bir aradan sonra ilk defa 2 farklı skor üstünlüğünü eline almış oldu. Bu saatten sonra Bursa iyice açıldı ve yağmur yağacak golleri haber verircesine hızlandı. Ama Aragones işleyen dümene çomak sokmayı tercih etti ve Josico Ali Bilgin değişikliği yaptı. Bu değişiklik Aragones’in halen takımı tanımaya ve doğruyu bulma arayışlarının devam ettiğini gösterdi. Çünkü yerine giren Ali Bilgin’in 3.haftadaki 3.cü farklı pozisyonu oldu bu değişiklik. Hoca göndermeyi alışkanlık sayanlar bu değişiklikleri iyi yorumlaması ve yeni hocalara gereken süreleri vermesi gerekiyor.

Biz tam arkadaki oyuncular çıkmıyor derken tezimizin ne kadar doğru olduğunu gösterircesine defansdan çıkan Edu Alex’in ortasından seken topu çok güzel içeri tamamladı. Bu tip çıkışların mutlaka takımda artması gerekir.Bu gol bunu doğruluyor. Yine arkasındaki Carlos’dan yeteri kadar destek görmeyen Boral kendi yaratıcılığıyla çok güzel bir gol daha atınca maç hepten kopmuş oldu. Tribünlerde son 2 haftada kalelerinde gördükleri 9 golün acısını çıkartmaya başladılar. Ardından kenarda yengeç imparatoru Deivid gözükünce coşku daha da fazla arttı. Ancak burada bize göre Dede yine hata yapmış ve çok kaygan bir zeminde ayağı kırılmış oyuncuyu biraz erken oyuna sokarak riske etmişti. Üstelik sarı kartı cebinde olan ve bu zeminde ve Yusuf’un karşısında her an atılabilen Selçuk’u oyunda tutması da yine tipik bir Aragones hatası oldu bize göre. Ama Deivid'in attığı gol sonrası akıttığı gözyaşları ise herşeyi unutturdu. Teriyle ıslattığı formaya birde gözyaşları eklenmişti.

Fenerbahçe’nin ihtiyacı olan galibiyet De Souza’ların golleriyle geldi ancak bu galibiyet eksiklerin üzerini asla kapatmamalı ve gereken dersler çıkartılmalıdır. Ama Aragones deneye deneye doğruları bulacaktır ve Deivid’in ve Wederson’un geri dönüşü ile Josico’yu ve Ali Bilgin kazançları Fenerbahçe’ye puan olarak dönecektir. Bu moralle haftaya da kazanılmalı ve Galatasaray’ı yenerek lige sıkıca yapışmalıdır Fener.

Son söz de taraftara...Türkiye’de kaç taraftar vardır ki Kadıköy’deki son iki maçında kalesinde 9 gol görsün ve ertesi hafta bu kadar destek versin...Kaos’la beslenenlere inat Fenerbahçe seyircisi takımına sahip çıkmış ve 12.adam olduğunu birkez daha göstermiştir.

Tebrikler.

Ahmet ÇELİKSÜNGÜ

25 Ekim 2008