Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '09

 
Kategori
Çevre Bilinci
 

Dedelerimizin doğduğu topraklar temizdi

Dedelerimizin doğduğu topraklar temizdi
 

çay filizi


Modernleşen toplumlarda geleneksel tarım uygulamalarının yanında daha az ürün kaybı ve kaliteli ürün elde edebilmek için özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonra tarım ilaçlarının geliştirilmesi, üretilmesi ve kullanımı artmıştır.

Tarım ilaçlarının (pestisit) bilinçsiz ve kontrolsüz kullanımı sonucu insan ve çevre sağlığı olumsuz etkilenmektedir. Tarım ilaçlarının insan sağlığına olumsuz etkisi ilacın üretiminde çalışan, ilaç uygulaması yapan ve uygulama yapılmış alanda çalışan işçiden başlayıp ilaçlı ürünü yiyen kişiye hatta doğacak çocuğuna kadar söz konusu olabilmektedir. Ayrıca hedef dışı canlılara etkisi sonucu doğal dengenin bozulması, hava, toprak ve su kirliliğinin oluşması da sorunun önemli bir boyutunu oluşturmaktadır.

Tarım ilaçlarının uygulandığı ürünlerde kalıntı problemlerinin ortaya çıkması insan sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bu etkiden ötürü pek çok ülke öncelikle satın alacağı meyve ve sebzelerdeki kalıntı oranının izin verilen kalıntı limitinin altında olmasına dikkat etmektedir. Sebze, meyve ihracatı yaptığımız ülkelerde yapılan analizler sonucu bulunan tarım ilacı kalıntıları bu ürünlerin geri dönmesine sebep olmaktadır. Bu da ülkemizin dış pazarda sorunlar yaşamasının nedenlerinden biridir.

Bölgemizde yapılan çay tarımında kimyasal gübre kullanımı büyük orandadır. Bu gübrelerin kullanılmadığı arazi nerdeyse yok denecek azdır. Çiftçimiz ineğini besleyeceği ot alanlarında da bu gübreleri kullanmaktadır. Bilinçsizce kullanılan gübrelerin sonucunda da toprağımızın asitliği giderek artmakta ve verimsizleşmektedir. Kivi yetiştiriciliğinin başlamasıyla topraklarını analiz ettirerek doğru gübreleme yapmayı düşünenler, topraklarımızın son durumunu görmüş olacaklardır. Yıllardır bizi besleyen, büyüten topraklarımızdan hep verim bekliyoruz da biz topraklarımız için neler yapıyoruz?

Yıllardır çay tarımında sadece kimyasal gübre kullandığımızdan, tarım ilacı kullanılmadığından övünürüz. Dünyada tarım ilacı içermeyen çay “Türk çayı” dır deriz. Yaşanılan gelişmelerse aksini göstermekte. Çay üreticisi köyden şehre göç etmekte, sadece yaz döneminde çayını toplamak için köyüne dönmekte ya da günlükçülerle çayını toplatmakta. Bu durumda da her evin ahırında bir tane de olsa bulunan ineklerimiz yok artık. İnekler olmayınca da çayların arasında bulunan otlar da üreticinin işini zorlaştırmakta. Çoğu zaman biçilen otları alacak kimseyi bulamamaktan şikayetçi üretici. Yarıcılarımız da inek beslemekten çoktan vazgeçmiş. Durum böyle olunca da çayların arasında kalan otlar için bir çözüm bulunması gerekmekteydi. Çözüm bulmakta da geç kalmadık. Yabancı ot ilaçları mucize çözüm olarak raflardaki yerini aldı. Öyle ki; ”Bir ilaç var, otlara atıyorsun, tertemiz yapıyor” diye kulaktan kulağa dolaşmaya başladı. Bunu duyan da, merak ve heyecanla ilaçları almaya. Daha önce tarım ilacı nedir, nasıl kullanılır diye bilmeyenler bu kez mucize ilaç diye kullanmaya başladı. Bu ilaçları kullananlara sorduğumda hiç biri ne derece zehirli olduğunu bilmiyor, sadece yeni bir buluş gibi heyecanla anlatıyor.

Yabancı ot mücadelesinde kullanılan tarım ilaçları herbisitlerdir. Bitki koruma ürünleri içinde en geniş grubu oluştururlar. Modern toplumlarda tarımsal üretimler ürünlerdeki yabancı ot mücadelesinde kullanılan herbisitlere bağlıdır.
Yurdumuzda da pek çok tarım alanında herbisitler kullanılmaktadır. Hektarlarca alanda yabancı otları mekanik yollarla temizlemek hem maliyeti artıracak hem de zaman kaybına neden olacaktır. Herbisit kullanılmayan alanlarda yabancı otların kültür bitkisine verdiği zarar sonucu verim düşük olacaktır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı hazırladığı talimatlarda hangi bitkide, hangi tarım ilacının kullanılacağını belirtmiştir. Çay tarımına baktığımızda bakanlığımızın talimatlarında çay tarımında kullanılacak herbisit bulunmamaktadır. Çünkü daha önceleri bu tür bir ihtiyaç doğmamıştır. Şu an yapılan uygulamaya göre de düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Bu şekilde bilinçsiz kullanım hem çay tarımına, hem toprağımıza, hem topraktan yeraltı sularına sızarak sularımıza, derelerimize, hem de gıda zinciriyle insan sağlığına zarar verecektir.

Tarımsal üretimde kullanılan kimyasalların (ilaç, gübre gibi) olumsuz etkilerinin insan ve toplum sağlığı üzerindeki zararları artarak kendini hissettirmeye başladığı günümüzde tüm bu olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması amacıyla kimyasal gübre ve tarımsal savaş ilaçlarının hiç ya da mümkün olduğu kadar az kullanılması, bunların yerini aynı görevi yapan organik gübre ve biyolojik savaş yöntemlerinin alması temeline dayanan Ekolojik Tarım Sistemi geliştirilmiştir. Dünya ekolojik tarım sistemine geçerken, biz tam aksini yapıyor, kimyasal mücadeleyi yeni keşfediyoruz.

Yabancı otlarla mücadelede biyolojik mücadele de günümüzde önem kazanmaktadır. Her sorunu biyolojik mücadele ile çözemeyiz. Ancak her şeyin ilk ve tez çözümü olarak da kimyasal mücadeleyi düşünmemeliyiz. Bizlere mucize diye sunulan çözümleri uygulamadan önce araştıralım, sonuçlarını düşünelim.

Engebeli bir araziye sahip olan bölgemizde topraklarımız çok az. Dedelerimiz, ninelerimiz bu dağlık araziyi tarıma açmak için aylarca, yıllarca uğraşmış. Bizlerse elimizdeki toprağı bilinçsizce kirletiyoruz. Dedelerimizin doğduğu topraklar temizdi, ya torunlarımızın doğacağı topraklar? Toprağımıza sahip çıkalım. Yarınlara bırakacağımız mirasımız olan topraklarımız verimsiz, kirli topraklar olmasın.
 
Toplam blog
: 69
: 718
Kayıt tarihi
: 29.01.09
 
 

Kelimeleri ardı sıra ekleyerek ve içine yüreğimden gelen sesi katarak yazdıklarım anlatır beni size..