Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '07

 
Kategori
Bayramlar
 

Dedemin bayramları...

Ne güzeldi ! Dedem’in bayramları. İçimi derin bir huzur kaplardı bu anlamlı bayram günlerinde ! Hayal meyal hatırladığım, anneannemi, biz küçükken kaybetmiştik. Mekanı cennet olsun. Dedem yeniden evlenmişti.Ve bizim bir tane daha tonton anneannemiz olmuştu. Bütün akrabalar, dedemin –anneannemin yaptığı , ellerine sağlık-mis gibi tomurcuk çayı kokan, evinde toplanırdık. Yanında da ; Erzurum’luların meşhur hamur işi ketesini anneannem hiç eksik etmezdi. Onun ketesinin lezzeti biliyorum ki! hiç bir ketede yoktur.

Dedem , elinde bastonu ile, bordo renkli, eteklerinde püskülleri sallanan koltuğa bir güzel kurulur, o esmer tombul ellerinin öpülmesini beklerdi sevinçle.Evlatlarını gördüğü zaman gözleri dolar, yine de o sert görünümünden asla taviz vermezdi.Biz çocuklar sandalyelere dizilir, dedemin o meşhur-sanki cigerleri ağzından çıkacakmışcasına-öksürüğüne, gizli gizli gülüşür, dedemse elinden düşmeyen mendili ile ağzını temizler dururdu.Karşıdan annemin “gülmeyin, ayıp” diyen çatık kaşlarını görür, görmezden gelmek için hemen içeri kaçardık.

Anneannem; büyük, küçük, asla ayırım yapmadan, tadına doyamadığımız-gerçekten de doyamadık- çayı ve ketesiyle bize gönülden hizmet eder, bir yandan da “Yiyin çocuklar, ….Hanım, ….Bey, yiyin” diye ısrar etmekten hiç yorulmazdı.Yedirmek, içirmek onun için inanılmaz bir keyifti. Bakkaldan alınan tatsız, tuzsuz, kalın galetalar bile , onun sihirli elinde ve sevgisini katarak demlediği çayın yanında, inanın lezzet değiştirirdi.

Hal, hatır sorulur, kısa sohbetler yapılırdı.Annemle, teyzemin , dedemin ve dayılarımın yanında, hazırol vaziyetinde oturmaları kafamı kurcalar neden bu kadar ciddi durduklarına anlam veremezdim.Sonraları bunun bir tür saygı ifadesi olduğunuöğrendim ama hiç hoşuma gitmedi.Çünkü, anne, baba yada kardeş demek samimiyetdemekti benim için.Uzaktan sevmek, saymak değil, hissetmek birbirimizi, kucaklamak demekti.Annemler için bu saygı şekli hiç değişmedi.Onların adına üzülüyorum desem yalan olmaz.

Şekerlik anneannemin elinden hiç düşmezdi. Ardı arkası kesilmeyen misafirlere, zevkle ikram ettiği şekerlerden bize de yeniden ikram eder ve bundan hiç gocunmazdı.Rahmetli dedem bazen şakayla karışık “Şekerleri bitirdiniz” der sonra masum masum tebessüm ederdi.Bayram şekerlerinin rengi, gözlerimi kamaştırır, tadı damağımda kalırdı. Sürprizdi her bayram şekeri benim için.

Ceplerimize sıkıştırılan harçlıklar için utanmış gibi yapar, bu utancın ardına sevincimizi gizlerdik. Sonra, tenha bir köşede harçlıklarımızı sayar, sevine sevine annemizin ya da kardeşlerimizin kulağına fısıldardık.Ama o harçlıkları ne yapardık onu hiç hatırlamıyorum!

Dedemle aynı binada ve aynı katta oturuyorduk.Bayramlaşma dedemde başlar bizim evde şenlenirdi.Çoluk çocuk bizde toplanır, eğlencelere dalardık.Canım annemin –elleri dert görmesin-her zaman olduğu gibi, sofrası gelenlerine açık olurdu. Ayran çorbası, yaprak dolması , salatası vb. ile bereketlenen sofrasında, yemek yemenin mutluluğunu , misafirlerin gözlerinde rahatlıkla okuyabilirdiniz.

Dedemin bayramlarını çok severdim ben.O bayramlarda olurdu bütün sevdiklerim ve istediğim herşey.Bayram sabahları evimizi neşeyle döşeyen babiçko babam, fedakar annem, canım ablam ve kardeşim, teyzem, yeğenlerim, dayılarım, yengelerim, kuzenlerim

Mekanları cennet olsun anneannem ve dedem.Ve tomurcuk kokulu çay ! Dedemin bayramlarında kaldı!

 
Toplam blog
: 62
: 554
Kayıt tarihi
: 11.08.07
 
 

05.09.1969 İstanbul doğumluyum. Halkla İlişkiler mezunuyum. Evliyim. 19 yaşında Cemre adında bir ..