- Kategori
- Gündelik Yaşam
Dedikodu yapasım geldi!
Kaynak: İnternet
İçinde bulunduğumuz durumlar belli; tahterevalli gibi bir umutsuzluk bir umut arası gidip-gelirken; hazır hafta sonu ülke standardında normal olan ölüm sayılarıyla stabilken; mesela, Soma gibi değilken, fırsattan istifade, biraz dedikodu yapasım geldi.
İlk seçimim Hande Yener!
Hande'ciğim, ille de her sanatçının benim beğeni standardımda olmasını beklemem ama var ya; o saç rengi ve uzunluğu hiç sana uymamış be şekerim!
Müziğine de uymamış; kimseler seni kırmamak adına uyarmıyorlarsa, valla sen beni dinle! Neden dersen, bir vakitler, otuzlu yaşlarımdayken falan, normal rengi olan kumraldan röfleyle sarıya dönmüştüm. Aynen seninki gibi uzun saçlar... Gözler mavi, aynaya baktığımda sırıtmıyor yani ama var ya; şimdi baktığımda o fotoğraflara ne demeye bu kadar sarartmışım diye düşünüyorum! Sen de düşün şekerim.
Hevesini aldınsa al, ama çabuk al; sahiden diğer türlü sen daha güzel ve çekicisin!
******
Ayşe Aral ikinci kişi...
Ayşe'ciğim, ilk yazılarını okurken "Yav, ne samimi bu kadın! Helal olsun!..." demiştim. Üç-beş, on beş falan derken, samimiyetine hiç bir itirazım yok ama şekerim, öyle bir döngü içinde yazıyorsun ki artık konu bulmakta zorlanıyorsun.
Babacığının prensesi olma modundan çıksan diyorum, valla bak, daha rahatlar ve daha rahat yazarsın; herşey insan için be güzelim...
Haa, bir şey daha; ne olur habire boyunun 1.75 olduğunu tekrarlama; farkındayım ki gurur duyuyorsun ama bir, iki, üç tekrardan sonra ego olarak algılanıyor ki yazdığın ülkenin boy ortalaması belli...
******
Üçüncü kişi Pucca; güzelim yaa, ben de kendimle çok dalga geçiyorum; kendimi yerle bir ediyorum, gerçi biliyorum ki yerden kaldıracaklar var! Başkalarının diyeceklerini peşinen ben dersem daha iyi diye düşünüyorum ama var ya bir yere kadar doğrusun, bir başka açıdan da yanlışsın!
Leo Buscaglia bir kitabında şöyle diyordu: Bir kız öğrencim danışmaya gelmişti, çok hoş olduğunu anımsıyorum, bana boyunun kısalığından dolayı sorunları olduğundan söz ettiğinde boyunu hesaplama durumunda kaldın! Evet, boyu kısaydı ama o söylemese ben farkında bile olmayacaktım!
Bana göre çok hoş, güzel bir kız öğrencim girmişti odaya...
Puccam, sen güzel, hoş bir kızsın; kaprislerini anlatıyorsun ama abarttığını gayet iyi anlıyorum!
Tatlım benim, Leo Hoca'yı dinle; ille de tutturduğun eksiklerim diye diye göze de bu kadar sokma! (Hoş, aynısını ben de yapıyorum; anlayan gerçeği görür diye... Ama sen pek gençsin, gereksiz yere seni haketmeyen insanların ağzına laf verme!)
******
Ayy, değinmeden edemeyeceğim!
Başbakanın vizyon bilmem nesi varmış ya; dedikoduysa dedikodu ama hep diyorum ya; ben başbakanımızı dinleyemiyorum!
Niyet ediyorum, ilk ağızdan dinleyeyim diyorum... Yutkunma organımda bir sertlik oluşuyor; nefes alamıyorum gibi... Yüreğim daralıyor... Beynimin içinden film şeritleri geçiyor; bilmem ne tarihinde şöyle demişti, bilmem ne olayında böyle tepki vermişti...
Eeee, ama şimdi ne diyor? Allahım ülke yıkıldı da başıma taşlar mı yağıyor?
Velhasıl, ülkemizin başbakanını dinleyemiyorum; ister fizyolojik deyin, ister psikolojik; durum bu!
******
Dinlememekle de hiç bir şey kaybetmediğimi içimden zaten biliyordum da, ki dinleyememe nedenimin baş nedeni de budur; ne yeni ve işe yarar bir bildirimde bulunur ne de şaşırtır: Fi tarihinden girip canını sıkan her kimse, o dönemde, eser, gürler!
Sonra; bir sakinlik gelmiş gibi üstüne bir başka yerde konuşmaya başlar; sanırsın ki normale döndü!
Bir kaç selam sabah, hop aynı terane...
Yapmayın ne olur; insanları akıl oyunlarıyla, efendime söyleyeyim, algı yanıltmalarıyla oyalamayın! İnanan var, inanmayan var; herkesi aynı kefeye koymayın!
******
Dedikodunun alası da başbakanın cumhurbaşkanlığı adaylığı amacıyla yaptığı "Vizyon bilmem ne Belgesi" adlı program; ayol, tüm ulusal gazeteler katılan ünlülerin tam isim listesini veriyor!
Gerçi benim gözlerim Hülya Avşar ve Sezen Aksu'yu aradı durdu ama demek ki uygun değillerdiler ki katılamadılar...
(Altında vallaha başka şey aramıyorum; her ikisi de adlarını altın harflerle Türkiye sanatçıları olarak yazdırmış kişiler)
Katılanlar arasında en çok Murat Göğebakan'a hak verdim; sağlık sorunları yaşarken medyaya yansıyan haliyle, balbakan kendisini ziyaret etmiş ve muhtemelen tedavisi için de söz vermiştir!
Allah sağlık versin; güç versin...
Peki ya diğerleri?
Mesela Hülya Koçyiğit?
Niye "Akil" olarak seçildim diye düşünmeden, balıklama atladığını tahmin ediyorum!
Kolay değil, Türk sinema tarihinin hanım artistlerinden biri; unutulmadığının, önemsendiğinin ciddi bir göstergesi olarak, muhtemelen, çok sevinmiştir teklife...
Ne yapacağım, nasıl yapacağım; efendime söyleyeyim, beklentileriniz nelerdir diye sormuş da olabilir, sormamaş da...
Sorduysa, yine muhtemelen, siz zaten becerirsiniz denmiştir, tahminimce, ne yapsın kadın, mutlu-mesut kabul etmiş, hatta etrafına telefon falan edip en sevimli sesiyle duyurmuştur...
******
Eeee, haliyle Vizyon Belgesi bilmem neyine de katılmıştır!
******
İnsan merak ediyor tabii ki; Mehmet Alabora, bir sanatçı olarak, davet edilmiş midir?
Sanmıyorum...
Diyelim ki edilmiştir; katılmayı istemiş midir?
Sanmıyorum...
******
Yahu, bir de iftar çadırı için gelen garibanların sopalarla kovulması görüntüleri var; Suriyeliler miymiş, bizden garibanlar mıymış, ne deseler inanılası değil!
İftar çadırında sanki vizyon bilmemnesine katılanlar iftar açacaklarmış gibi bedava yemek yeme peşinde olanlar sopalarla kovulmuşlar ya; şekerim: Orada boy gösterenlerin hiç biri o çadırdan yemek yemez! Başbakan da dahil!
Ülke içine bile isteye soktuğunuz yabancıları işinize geldiğinde davul-zurna ile karşılayıp, işinize gelmediğinde sopa ile kovmak vizyonunuzda olup da platformda başka türlü konuşmak dedikodu malzemesi olmasın da ne olsun!
(Aslında olayın siyasal, politik tarafına falan bakarsak, dedikodu yerine cumhuriyetin savcılarına şikayet etmek ve gereğinin yapılmasını beklemek gerekir de; işte bunun için gerçekten cumhuriyet ile yönetilen bir ülkede yaşamak gerek!)
Mail: gulgun_2006@hotmail.com
Twitter: https://twitter.com/Gulgunkaraoglu