Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Defne Joy Foster'in ölümünün düşündürdükleri

Defne Joy Foster'in ölümünün düşündürdükleri
 

Ünlü sunucu Defne Joy Foster hayatını kaybetti. Genç yaşta ölen ünlü sunucunun ölüm nedeni ile ilgili net bir açıklama önümüzdeki günlerde yapılacaktır.

======
HABER
======

Sunucu Defne Joy Foster'in cesedi üzerinde Kadıköy Cumhuriyet Savcısı ve adli tabip inceleme yapmış. İncelemede, Foster'in alnında küçük bir sıyrık olduğu görülmüş. Otopsi sırasında Kadıköy Cumhuriyet Savcısı Davut Dağ, Foster'in eşi İlker Yasin Solmaz'ın ifadesine başvurmuş.

Foster'in astım hastası olduğunu ve sürekli ilaç kullandığını anlatan Solmaz, eşinin alkol kullandığını ancak uyuşturucu ve benzeri bir madde kullanmadığını söylemiş. Otopsi sırasında Foster'in ölümüne neden olan fiziksel bir bulguya ulaşılamamış.

======
YORUM
======

Ölüm yaşamın ayrılmaz bir parçası, kaçınılmaz bir sonu, inkar edilemez bir gerçeği ve ertelenemez bir nihayeti olduğu halde her ölüm kendi içinde erken gelmiş addedilir. Öyledir de…

Daha doğamadan hayata veda eden bebeciklerden tutun da vatani görevini yapmak üzere güle oynaya gittiği askerden tabutla dönen şehit gençlerimize; okul sıralarında bir ihmale kurban giderek can veren miniklerimizden tutun da sıradan bir seyr-ü seferde dikkatsizliğin kurbanı olan trafik şehitlerine; mesleği başında talihsiz bir saldırıya kurban giden görev şehidinden tutun da sanatının doruğunda hastalığına yenilen sanatçıya değin her ölen muhakkak ki erken ölmüştür.

Hangimiz hayatını yitiren babaannesi yahut anneannesi için “zamanı geldiydi” diyebilir. İsterse 90 yaşında olsun, size göre erken gitmiştir. Kim annesini , babasını, abisini, ablasını, kardeşini diyar-ı diğere uğurlamaya razı gelir, isterse yaşları 100 olsun…

Kim arkadaşını, hele hele daha az önce veda öpücüğüyle uğurlamışken ve iyi dileklerle yolcu etmişken kaybetmeyi kabullenebilir. Neşeli geçen bir akşam yemeği sonrası sapasağlam ayrılmışken…

Daha dün telefonla konuştuğu yahut daha birkaç gün önce sokakta rastlayıp hal hatır sorduğu arkadaşının, tanıdığının, ahbabının, komşusunun öldüğünü öğrenen herhangi biri şoka girmez mi hiç…

Evet, her ölüm erkendir. Ancak erken yaşta gelince daha da erkendir işte. Hele hayat dolu, cıvıl cıvıl, kıpır kıpır bedenlerin cansız düşüverdiğini öğrenmek koyar insana.

Ekranlarda gördüğü yüzlerin ölümünü de kabullenemez insanlar bir türlü. Evet, kabullenmek zor gelir. Ekranlarda dönüp duran videosu eşliğinde ölüm anını hatırına getirir ve aniden kaçar o hayalden.

Ölümün soğuk yüzü ile o canlılığı bir arada tahayyül etmekte zorlanır çünkü. Ölümün insanı ürküten sessizliğindense ekrandaki videonun sesine verir kendini.

Ve aslında kendinden kaçar insan!

Esas korktuğu, üzüldüğü, endişelendiği, kederlenip hüzün dalga boyuna geçtiği şey kendi ölümüdür. Evet gördüğü ölüme de üzülmüştür, ondan da etkilenmiştir. Ama içten içe kendi ölümünü düşünür.

Farkına varsa da varmasa da; bunu kabullense de kabullenmese de böyledir. İçgüdüsel olarak ölümden kaçtığı için üzüntüsünün kaynağını dışarıda sanır. Güdülere güdümlü yaşamaya alıştığı için öyledir. Öyle olması da normaldir.

Ancak işte bu ölümler biraz uyandırmalı bizi. Biraz kendimize getirmeli. Dünyanın geçici bir konak olduğunu hatırlatmalı. Hatırlatmalı ki gereksiz hırslarla hayatımızı mahvetmeyelim. Kısacık ömrümüzü güzel yaşayabilelim. Ölmeden önce ölüme hazır olabilelim.

Ey dünyanın malına tapan insan!

Gör işte hayat ne kısa. Gör işte hayat ne kadar da pamuk ipliğine bağlı. Kendini urganlarla, halatlarla buraya bağlayabileceğini sanıyorsan yanılıyorsun. Bir gün sen de gideceksin.

O zaman paraya tapmaktan vazgeç, mala tapmaktan vazgeç, bedenine tapmaktan vazgeç. Hırslarını öldür, kinini söndür, istikametini ölüme döndür. O zaman hayatı güzel yaşabilirsin.

Unutma ki bir kahve içimliğine uğradığımız bu handan er ya da geç kalkacağız, yolumuza devam edeceğiz. Ağız tadıyla kahveni iç, başkasının kahvesine göz dikme, masaları devirme, sandalyeleri kırma, hırgür çıkartma.

Ağlayarak geldiğin bu diyardan bari gülerek gitmeye çalış…

Sevgi, hürmet ve muhabbetle..

Murat HACIOĞLU

www.murathacioglu.com

http://twitter.com/murathacioglu

Her nefis ölümü tadacaktır. (ENBİYA/35)

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..