Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Değer veremediklerim

Değer veremediklerim
 

Bu yazıyı yazarken amacım “en değer verdiğim” isimlerden bir liste hazırlamaktı.

Ancak isimler alt alta dizilmeye başladığı andan itibaren kendilerini sevgi ve saygıyla andıklarıma o kadar da değer veremediğimi düşündüğüm için “değer verdiklerim” türünden bir liste yapmaktan vazgeçtim.

Bu yüzden benim listem “değer veremediklerim” başlığını taşıyacak.
Listede, göğsüne yaslandıklarımla gözyaşlarını sildiklerim belki aynı alanda buluşacaklar ama bu onların birbirlerine değer verdiğini göstermeyecek.

Çünkü her nedense çok çalışmama rağmen benim değer veremediklerim aslında kendilerine ve birbirlerine kıymet verilsin türünden hiçbir girişimde bulunmamışlar.

Günceli olabildiğince güzel yaşar ve yaşananları en olmaz şekilde eleştirirlerken, geçmişin geride kalmış naif ama acılı anlarına gidip gelenlere, sade ve duru, kulağa büyülü sözler fısıldayan rüzgârlara kapılanlara, hoyrat deniz dalgalarına umutsuz atılan son bakışlara hayranlıklarını da asla gizleyemezler.

Gizleyemezler çünkü gönül damarlarında gezinen şövalye ruhu, klasik maceraların tanıdık hacıyatmazlarından oldukça uzaktır.

Akşam olunca hangi ağacın altına uzanıp hangi ılık nefeslerce nasıl kutsanacaklarını çokça düşünmelerine karşın, benim listemde yer alanlar, yalnızlığından mutsuz olan o yaprak yığınını kolaylıkla çılgın bir nar ağacına dönüştürme maharetini gösterebilirler.

Ilık nefesler ise, onlar için, isimlerinin söylendiği anda suratlarını şefkatle yalayan bir dolu soluk alıp-verme yığınıdır: Hayattır. Olmadık anlarda bilinmez nedenlerle iç geçirmelerdir.

Uyandıklarında, akşam düşüne yattıkları heyecanlandıran o sabahı resmedecekleri tuvalin geri planını düşünürler. Çayın demini damaklarında duyumsadıklarında güneş yükselmiştir ya, bir kuşun kanat sesine öylesine dalarlar, varsa yoksa müzik ve renkler, listemdekiler, yaşamın, bırakın somutlaşmayı, kurumsallaşmış birer dehlizi gibi, açıldıkça açılırlar, boğulurlar ama kırarım zannıyla gönülleri bir katre su damlacığından sakınırlar.

Ben bu listeyi de yapamayacağım. Çünkü aklımın unutulmaz alanlarında sakladığım notların içindeki “o” isimler, karanlıktan aydınlığa o denli süratli ve takip edilemez akışkanlıkta sürükleniyor ki, yakalayamıyorum.

En iyisi bu listeyi siz yapın! Benim de adımı yazın.
 
Toplam blog
: 340
: 1591
Kayıt tarihi
: 10.03.08
 
 

Basınla ilgili bir kuruluşda çalışmaktayım. Uzun yıllar basınla ilgili konularda danışmanlık yapt..