Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Değersiz şeyler de değerlidir; çünkü değerli şeylerle hayatı dolduramazsınız

Değersiz şeyler de değerlidir; çünkü değerli şeylerle hayatı dolduramazsınız
 

Üç günlük ömrüm olsaydı hayatta en önem verdiğim şeyleri yapardım. Rüzgâr ara sıra esiyor sonra koca gün yaprak kımıldamıyor, ne yapacağız? “Önemli” kelimesinden nefret ediyorum; çünkü geride kalan her şey önemsiz oluyor. Ben Muhteşem Süleyman mıyım, her anım önemli olsun! Yok işte! Bana verilen hayatta bana verilen yetenek ve güç ile iki kıvır, bir iki kıç at; sonra sırt üstü yat!

Hayatı doldurmak kolay mı sanıyorsun? Konfüç amca bile ömrünün yarısını ensesini kaşıyarak geçirmiş. Saçma sapan işleri iyi ki icat etmişiz yoksa halimiz nolurdu? Yeryüzünde can sıkıntısının ne olduğunu bilmeyen tek insan benim. O kadar çok uğraşım var ki İberik karıncası Oktavyüs bile benim kadar meşgul değil. Uğraşlarım ot, bit, it gibi şeyler. Tavukların tüyünü sayarım. Güneşi izlerim, her sabah aynı yerden doğuyor mu diye. Manyakça şeyler işte. Ama günümü dolduruyor, canım sıkılmıyor böylece.

Napayım, havalı Şazimentler bizim bahçeye uğramıyorlar ki iki laf edek vakit geçsin! İşimiz de başımızdan aşkın değil ki akşamlar erken olsun. Bir de bizim gibi olanlar bizi bulmuyorlar mı? Onların da hayatını dolduracak, can sıkıntısını gidereceksin. Sanki ben kendi hayatımı doldurdum onların ki kaldı!

Önemsiz, değersiz, basit ve saçma şeyler hayatın dolgu malzemesidirler. Bir insan saçma sapan bir şey yapınca (ağaçların yapraklarını sayıyorsa mesela) hemen deli damgasını vurmam; belki bilinçli yapıyordur, napsın sıkılmıştır, usanmıştır, yapacak bir şeyi yoktur, ya da daha anlamlı ve işe yarar bir şey bulacak kadar zeki değildir, diye düşünürüm. Siz sanki ne yapıyorsunuz ki? Canınız sıkılınca Kenya’ya safariye mi gidiyorsunuz?

Bırakın bu ayakları! Sözde insanları eşit yarattığı söylenen Tanrı dilediğine torpil yapmış. Alen Delon tip, cepte eşek yükü para, şan, şöhret, mevkii… Bana selam vermeyen Şazimentlerden harem kurmuş. İnanılması güç ama bu aylak Niyazilerin de canı sıkılıyormuş. Keyiften olmalı.

Bazen çevremizdeki insanları “ boş” olarak niteliyoruz. Naspınlar, paraları yok, bilgileri yok, yapacak işleri yok. Kanepede akşama kadar bir o yana bir bu yana devriliyorlar. Senin cebin dolu, canın sıkılınca atlıyorsun Emirgan korusu, Kanlıca şekerli yoğurt, sonra sinema, kafe, adalar ertesi gün… Onlar yaşamı geriden izlerken hayat sana yetişemiyor ne haber!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..