Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Değinmeler

Değinmeler
 

İnsanın kendisine yabancılaştığı bir çağa tanıklık etmek ne acı bir durum!

İstekler artıkça, daha çok şeye sahip olma düşüncesi beynimizi kemirip durdukça, kişinin “kendi kalabilme/olabilme” becerisi azalmaya devam edecek.

Şehrin ana caddesi üzerine sıralanmış alışveriş merkezlerini gördükçe, insanın insana yaptığı en büyük kötülüğü görüyorum.

Benliğinden, öz saygısından, kişiliğinden harcayarak huzurlu olmayı arzulayan insan yığınları…

Daha çoğa sahip ve egemen olma düşüncesi ile sahip olduklarını tüketen insanlık.

Mutluluğu, doyumsuzlukla eş değerleştiren bir toplum içerisinde yaşıyoruz.

Mutsuzluğumuz artıkça doyumsuzluğumuz da artıyor.

Elimizdekilerle mutlu olmayı beceremeyen biz, elde edemediğimiz/edemeyeceğimiz mutlulukların hayallerini kuruyoruz.

Ne kadar tüketirsek o kadar mutlu olacağımızı sanıyoruz.

Paylaşmanın uzağında, tüketim çılgınlığında kendimizi bulmaya çalışıyoruz.

Bütün kalelerimiz zapt edilmiş; ruhumuz esir alınmış, kendimizden uzak düşmüşüz.

Kendisi olmaktan utanan bir düşünce, evimizin içine kadar girerek çocuğumuzu, eşimizi aile yapımızı yıkmaya hazırlanıyor her akşam.

Yabancılaşan birey; yönlendirilen kitleler…

Televizyon denen sihirli kutunun hipnoz etkisi yapan abuk sabuk dizileri ile daha ne kadar uyutulacağız?

10 Kasım Perşembe

Dicle Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Rüstem Erkal başkanlığındaki bir ekibin, Güneydoğu illerindeki akraba evliliği ile ilgili yaptığı araştırma, 5 Kasım tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlandı.

Habere konu olan illerdeki kadınların büyük bir bölümünün küçük yaşlarda ve çağ dışı yöntemlerle evlendirildiği görülmüş.

Yöredeki gençlerin evlenmelerinde ilk sırayı amca çocukları alıyormuş.

Çok eşliliğin en çok görüldüğü il de % 10.2 gibi bir oranla Urfa’ymış.

Bu araştırma sonuçları, bilinçli eğitimin şuur düzeyindeki yerini bir kez daha gözler önüne seriyor.

“Değer bilinci”nin gelişmesi ile kadın öz güvenine kavuşacak ve sorgulamaya başlayacaktır.

Buradaki farkındalık da eğitmenlere düşüyor.

Ben neyim, niçin varım? kritiğini yaparak sağlıklı düşünmenin toplumun geleceği için vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğu fikri bir an önce insanlarımıza aşılanmalıdır.

Araştırmanın sonucunda, kentleşme ile yeni kuşakların genç yaşta evliliğe karşı çıktığı da görülmüş.

Bu da gösteriyor ki, toplumsallaşma, insanı bir adım öteye taşıyan bir beceri öğretisi katalizörü vazifesi yapmaktadır
 
Toplam blog
: 35
: 799
Kayıt tarihi
: 08.06.06
 
 

Eğitmen ..