Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '08

 
Kategori
Öykü
 

Değişen bir şey yok!

Değişen bir şey yok!
 

Biraz sonra anlatacağım olan M.Ö 1320’yi 5 geçe, bugünkü Ankara civarında yaşandığı rivayet edilir. Hikaye odur ki o yıllarda dört genç kazdıkları bir yerden çok büyük bir hazine çıkarırlar. Zamanla bu olay kulaktan kulağa yayılır ve eline kazmasını alan, genci yaşlısı zengin olma ümidiyle başlar kazmaya. Zengin olma hayallerinin peşinden giden iki çocuk da uyar bu modaya. Rivayete göre bu iki çocuk, bir sabah erkenden dört gencin hazine bulduğu yerin yakınlarında buluşurlar ve başlarlar kazmaya. Kazarlar, kazarlar; ama bir türlü bulamazlar aradıkları o büyük hazineyi. Denir ki, çocuklar o kadar çok kazarlar ki, bitmek bilmeyen çocukluk heyecanları olmasa çoktan vazgeçerlermiş kazmaktan. Ama çocuklarımız kararlı, eninde sonunda bulacaklar büyük hazineyi. Bu işi o kadar ciddiye alırlar ki, geceleri gündüzleri, işleri güçleri kazmak olur. En sonunda bir gün yorgun kazmaları, yürek hoplatan sert bir cisme takılır. Çocuklar hazineyi bulduklarından çok emin, kazmaları bırakıp sevinçle birbirlerine sarılırlar, başlarlar bağırmaya: ''Zengin olduk!'' Çok sonradan gelir akıllarına hazineyi çıkarmak. Biraz daha etrafını eşeledikten sonra çıkarırlar sert cismi. Çocukları büyük bir hayal kırıklığına oluşturur buldukları kocaman bir taş. Çocuklar bir an için hazineyi unutup, merakla taşı incelemeye başlarlar. Bu bizim bildiğimiz mezar taşı gibi bir şey, üzerinde de şu sözcükler yazıyor:

''unda ger minasdj oawdjsncv asjdwyadj jsj utas iasdl nuhawndºp numa º''

Çocuklar da aynı sizin gibi bir anlam veremezler bu yazılanlara. Çok merak eder çocuklar bu garip yazının ne olduğunu. Ne yapsak, ne yapsak derken bu taşı o civarın en bilge adamına götürmeye karar verirler; çünkü bilge adam mutlaka biliyordur bu yazıların anlamını, bilmek zorundadır. Halk arasındaki bir inanışa göre 176 yaşındaki bu bilge adam her şeyi bilmektedir; ama yine de insanlar çok sevmezler bilgeyi; çünkü bilge adam çok zeki olmasına rağmen halka pek fazla yardım etmez, kötü durumdaki halkın sorunlarını küçümser, her seferinde: ''Dostlarım, bu bir tek sizin başınıza gelmiyor. Bu insanlığın var oluşundan beri böyle ve böyle devam edecek. İnsanlığın kaderi bu.'' derdi. Çocuklardan biri : ''Bugün çok geç oldu, yarın erkenden kalkıp götürürüz bunu bilge adama.'' Böylece çocuklar evlerinin yolunu tutarlar. Gece uyku tutmaz çocukları, sabah erkenden buluşup bilge adamın dağın zirvesindeki mağarasına doğru yola çıkarlar. Zor bir yolculuğun ardından varırlar mağaraya ve bilge adama olanları anlatırlar. ''Verin bir bakayım şu taşa'' der az konuşan çok düşünen bilge. Çocuklar taşı verirler, bilge uzun uzun inceler taşın üzerindeki yazıyı ve sonunda hafifçe gülümser. Bilgenin taşta ne yazdığını anladığına kanaat getiren çocuklar merakla sorarlar: ''Ne yazıyor, ne yazıyor?'' – ''Çocuklarım'' der bilge adam. ''Bu taş yaklaşık olarak 750 yıl öncesine ait. Üstündeki yazı da şu anlama geliyor:

''Dünya artık çok kötü, karanlık ve yaşanılamaz bir yer. Gelecek neslin yaşayacağından şüpheliyiz.''

Çocuklar yaşları gereği bir anlam veremeseler de bu sözler bilge adam için çok önemlidir. Bilge, çocuklara: ''Bu taş bana bir süreliğine lazım, bununla biraz işim var. 15 gün sonra tekrar gelirseniz taşınızı geri alabilirsiniz'' der. Çocuklar bu isteğe pek bir anlam veremeseler de karşı gelemezler bu heybetli adama. 15 gün bir türlü bitmek bilmez çocuklar için ve 15 günün sonunda tekrar koyulurlar yola. Vardıklarında bilge adamın taşın üstüne kendi dillerinde bir şey yazdığını fark ederler:

''Değişen bir şey yok.''

''Alın çocuklarım'' der bilge ''Bunu bulduğunuz yere tekrar gömün.'' Çocuklar hiç ses çıkarmadan sadece kafalarını sallayarak cevap verirler bilgeye ve taşı alarak ayrılırlar mağaradan. Ertesi gün de taşı buldukları yere gömerler. Ve denir ki sadece çocuklar değil, o yörede kimse bir daha hazine aramaz. Ve bu hikaye kulaktan kulağa günümüze kadar ulaşır.

Ve yıl 2009. Bu sefer iki arkeolog kazmaktadır Anadolu’nun göbeğini; fakat bu sefer amaç hazine bulmaktan biraz daha bilimseldir. Pek çok görülmeye değer parça bulur arkeologlar; ama en son bulunan parça en ilgincidir: Bizim çocukların tekrar gömdüğü taşı bulmuşlardır, efsaneden haberdar arkeologlar. Taş, çocukların gömdüğü halinden farklıdır biraz. Taşın önünde ve arkasında olmak üzere toplam yedi farklı dilde on bir kez ''Değişen bir şey yok'' yazmaktadır. ''Vay be!'' der biri ''Demek efsane doğruymuş'' –''Evet'' diye yanıtlar öbürü ''Gerçekten de değişen bir şey yok.'' Arkeologlarımız bir süre üzerinde çalıştıktan sonra taşın üstüne Türkçe, Latin harfleriyle ''Değişen bir şey yok'' yazmayı başarırlar ve taşı gelecek nesillere ders olması için tekrar gömerler, o kazı alanı da bir daha açılmaz. Ta ki 210 yıl sonrasına kadar.

 
Toplam blog
: 20
: 347
Kayıt tarihi
: 28.05.08
 
 

15 yaşındayım Ankara Atatürk Lisesi öğrencisiyim. Merak saldık işte yazmaya, okuma tarihim eskiye da..