Değişen Bir Şey Yok!

Uzun süredir yazmıyorum...

Lakin yazmanın pek anlamı da yok…

Mahalli seçimler…

İnsanları zıvanadan çıkarmak üzere…

Nasıl ki Amerikan siyasal sisteminde iki cephe var; yani “Demokratlar” ile “Cumhuriyetçiler” şeklinde…

Türkiye’de de yerel seçimleri “Beka Sorunu” ile “Olmak-olmamak” boyutunda yorumluyorlar…

Meydanlar sertleşmeye başladı. Seçimlerden sonra, yine gündelik yaşamlarımıza döneceğiz. Siz bakmayın siyasetçilerin birbirleriyle atıştıklarına… Seçim sonrası, yine bildiğimiz şekilde al-gülüm ver-gülüm siyaset tarzı devam edecek.

Öyleyse…

Toplumu germenin ne gereği var?

Özellikle, Sayın Erdoğan, üslubunu çok sert şekilde kullanmakta. İnsanlara daha güzel günlerin geleceğine yönelik umutlar empoze etmek varken, siyasal sistemde aksayan yönlerin düzeltilmesi için neler yapılabileceğinin anlatılması varken…

Sürekli hırgür!

Gerçekten de bazen içimden yazmak gelmiyor.

Şöyle düşündüğüm de oluyor: Yahu yazıyoruz da ne oluyor! Sanki bizim yazmamızla, tenkit etmemizle, Türkiye daha iyi “yönetilebilir” bir ülke mi olacak?

Ülkemizin çehresini bizlerin yazıları mı değiştirecek?

Evet, cevabını bildiğimiz şeyler…

İşte, yazmadan da yapamıyoruz…

Ne olursa olsun, bugünlerde hiç içimden yazmak gelmiyor.