Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '10

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Değişim için beklediğiniz gün bugün

Sabahları uyanamıyorum, sekiz saat uyku yetmiyor, ayaklarım geri geri gidiyor, siz her ne yapıyorsanız severek yaptığınıza emin misiniz?

Sabahları uyanamamanızın fizyolojik sebepleri de var tabî ki. Örneğin yedikleriniz. Karbonhidrat ağırlıklı besleniyor, daha çok hayvansal gıdalar yiyor ve bunları gece geç saatlere kadar tüketip öyle yatıyorsanız, metabolizmanız gece boyunca bunları sindirmekle uğraşacağı için sabah yorgun uyanacaksınız demektir. Bu konu ayrıca tartışılabilir. Ben burada başka bir sebebi araştıracağım.

Eğer sabahları uyanamıyor geceleri de erkenden uykunuz geliyorsa hayatınızın amacını sorgulamanız gerekir. Öyle amaçlarınız olmalı ki sizi geç saatlere kadar uyutmamalı, geceleri rüyalarınıza girmeli ve uyanmak, biran önce sabah olması için heyecanlandırmalıdır.

Bu sebeple uyanamıyorsanız her ne yapıyorsanız sorgulamanız gerekir demiştim. Kendinize bir sorun. Bunca koşuşturmanın arasında, rüyalarınızı gerçekten unutmuş olabilir misiniz? Aslında içinizde bir yerlerde saklı duran bir gücün yattığını, kendinize çevrenize hatta insanlığa katkıda bulunabileceğinizi bilirken, günlük koşuşturmanızın içinde bu rüyayı silikleştirdiniz mi?

Bir dakikanızı ayırın lütfen. On sene önce olmak istediğiniz yerde misiniz? On sene önce oturup düşündüğünüzde şimdi bulunduğunuz yerde olup yaşadığınız hayatı mı yaşamayı hayal etmiştiniz? Peki şimdi durup düşündüğünüzde bu şartlar altında, bu yaşadığınız hayatı devam ettirdiğiniz sürece, on sene sonra olmak istediğiniz yerde olacak mısınız?

Asıl üzerinde durmanız gereken konu bu. Sabahları uyanamıyorsanız bu hayal ettiğiniz hayat değil. Bir yıl nasıl çabuk geçiyor biliyor musunuz? Ya on yıl. Göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor.

Eğer sevdiğiniz işi yapıyorsanız ya da hayallerinizdeki işi, sabahları uyanmak zor gelmez. Hatta erkenden kalkıp hazırlık yaparsınız. Bir yerde çalışıyorsanız, haftanın yedi günü de çalışsanız, günde on altı saatte iş yerinde kalsanız zor gelmez size. Her şey hayal ettiklerinze bağlı. Başarı hayal ettiklerinize bağlı. Değişim bir anda olmaz. Bu gece yattığınızda sabah her şey değişmiş olmayacak. Sebat etmeniz gerekir. Eğer yaptığınız iş ya da bulunduğunuz nokta sizi on yıl sonraki hayalinize götürmeyecekse hemen yönünüzü değiştirmeniz gerekir. Yarın gidip istifa edin demiyorum. Demek istediğim durup kendiniz için bir şeyler yapmanız. Ne istiyorsunuz?

Bugünden itibaren standartlarınızı yükseltmenizi istiyorum. Bence dünyanın büyük kısmı hayallerini yaşamıyor. Yaşayamıyor. Çünkü standartlarınızı yükseltmezseniz hayatın sizin için planladıklarını yaşarsınız. Oysa siz istemezseniz hayat size daha fazlasını vermez. Herkes için zenginlik, başarı ve mutluluk mevcuttur. Mutsuzluğu seçer ve mazoşistçe bu ızdırapta ısrar edecekseniz siz bilirsiniz. Ama standartlarınızı yükseltir hayattan beklentilerinizi artırırsanız hayal ettiğiniz yaşam için ilk adımı atmışsınızdır demektir.

İnanmak başarmanın yarısıdır derler. Doğrudur. İnançlar hareketi sağlayan ya da engelleyen en kısa yoldur. Bu yüzden sizi sınırlayan inançlardan kurtulun. Neye inanıyorsanız osunuz. İnançlarımız bizim kısa yollarımızdır. Çoğunlukla düşünmeden hareket ettiğimiz için inandığımız şeyler doğrultusunda hareket ederiz. Eğer bir şeyi yapamayacağınızı düşünüyorsanız yapamazsınız. Çünkü denemezsiniz bile. Bu çok önemli. Biri yapabiliyorsa sizde yaparsınız. On yedi yaşındayken göz tansiyonu nedeniyle göz ameliyatı olmuştum. Doktor ameliyat başarısız geçtiği halde bana söylememişti. Yakında gözüm kuruyacak ve ben kör olacaktım. Ama bilmiyordum. O sırada üniversiteye hazırlanıyordum. Ve bir an önce gözümün iyleşmesini, ders çalışabilmeyi istiyordum. Bir hafta boyunca kendimi olumlu yönde telkin ettim. Gözümün eskisinden de iyi olacağına inadırdım kendimi. Bir hafta sonra bu inancın ödülünü almıştım. Hayattan tek bir şey istemeye odaklandığım için miydi bilmem. Ama bildiğim tek şey doğru şeye inandığımdı. Gözüm kendiliğinden iyileşti. Ve şu anda gayet iyi. Belki de doktor gözümün iyileşmeyeceğini bana söylemiş olsaydı yada ben iyileşemeyeceğime dair bir sınırlayıcı inanç geliştirseydim üniversitede bile okuyamayabilirdim. Hayalleriniz için ikinci adımınızı da attıktan sonra üçüncü adım izleyeceğiniz yoldur.

Bugüne kadar izlediğiniz yoldan memnun değilsiniz ki değişim için isteklisiniz. Öyleyse yeni stratejiler geliştirmeniz gerekiyor. Bir ipucu vereyim. Sizin hayallerinizi gerçekleştirmiş birini bulup onu örnek alın. Onun hayatını araştırın. Düşünce ve inançlarını bulmaya çalışın. Onun başarmak için yıllarca uğraştığı şeyi siz onu gözlemleyip yaptıklarını tekrar ederek (modelleyerek) belki de kısa sürede başaracaksınız.

Nitekim hayatınızda kontrolü elinize almanın zamanının geldiğine inanıyorsanız ki ben inanıyorum. Şimdi zamanı. Şimdi değilse ne zaman başlayacaksınız?

 
Toplam blog
: 76
: 1085
Kayıt tarihi
: 28.11.10
 
 

İnci AKTAŞ 1984 yılında Bursa'da doğdu. Uludağ Üniversitesi İşletme bölümünden mezun oldu. İstanb..