Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '12

 
Kategori
Deneme
 

Değmeyin algoritmam var....

Değmeyin algoritmam var....
 

Yaşadığımız çağın teknolojilerinin en güzellerinden biride hiç kuşkusuz bilgisayarlar. Söze böyle başlayınca; eyvah “Bilgisayarın tarihçesi, kim buldu, niye buldu?”, hayır hayır amacım kesinlikle haddim olmayan bir konuyu girmek değil. Uzun zaman amatör bir ruhla bilgisayar programcılığı konusunda kitaplar karıştırdım. “Karıştırdım “ diyorum; çünkü amatör bile olsam kayda değer, kendi yazdığım bir program yok. Bunu bütün içtenliğimle itiraf ediyorum; çünkü benim doğamda programcılık yapacak yatkınlık yoktu. Ne diye kitap kurcaladım o zaman;  Programcılık gerçekten çok sihirli güzellikleri içinde barındıran bir uğraş, bu kesin. Örnek programları yapmak onları çalıştırmak, örnek programların içinde küçük değişiklikler yapmak, problemlerin çözümüne kafa yormak, kafa yorduğunuz çözümleri bulmak ve bunları ekranda seyretmek gerçekten çok zevkli.

Benim gibi amatör bir ruhla uğraşanların; programlama yapılırken en büyük yardımın algoritma hazırlamak olduğunu bilirler. Peki, nedir bu Algoritma? Bilen biliyordur da hani bilmeyenler için küçük bir tanım, “Algoritma, bir problemin çözümü için izlenecek adımların bütünü olarak tanımlanabilir.”[1] Algoritmanın tanımı ile birlikte algoritmanın vazgeçilmez sembolleri vardır. Bu sembollere “AKIŞ DİYAGRAMI” denir. Akış diyagramları; algoritmaların haritalarıdır, diyebiliriz.

Algoritma tanımının içindeki “Problemin çözümü” kelimesine dikkatinizi çekmek istiyorum. İşte bu kelime, algoritmaların sadece bilgisayar programlaması konusunda kullanılmadığını gösterir. Algoritmaları mühendislik, ekonomi bilimlerinde kullanılabildiği gibi insan hayatında da kullanılır. Hatta kullanıyoruz da…

Sıkmadan bir küçük örnek vermek istiyorum; izninizle;

 

Problem: Çay demleme işleminin akış şemasını çiziniz.

Nasıl Çözeriz? Hepimiz mutlaka çay demlemişsizdir. Nasıl yaptığımızı şöyle bir düşünelim: Çaydanlığa su koyarız ve kaynatırız. Su kaynayınca çayı demleriz. Bu arada çaydanlığa tekrar su koyarız ve suyun kaynamasını bekleriz. Su kaynayıp çay da demini aldıktan sonra artık çayımızı servise hazır hale gelir. Bizden istenen bu işlemleri adım adım düşünmek ve algoritma haline getirmektir.[2]

Akış Diyagramları ile algoritmanın çözümü ;

Başla

Çaydanlığa su doldur

Çaydanlığı ocağa koy ve altını yak

Su kaynadı mı?

Çayı demle ve çaydanlığa su ilave et

Çaydanlığı tekrar ocağa koy

Çay demini al VE su kaynadı mı?

Bekle

Bekle

Servis yap

Dur

Hayır

Evet

Hayır

Evet

Lütfen akış diyagramının ilk kelimesine bakınız. “Başla” hepimiz bir eylemle başlarız. Eylemimizde de bir niyet vardır. Yukarıdaki algoritmadaki niyetin sonucu güzelce demlenmiş bir bardak çaydır. Diyagramın sonundaki ,“Dur”; çay demlenme işleminin bittiğini gösterir sadece.

Oysa siz o servis tepsisinden aldığınız çay ile yeni bir eyleme başlamadınız mı?

Dikkat! Kaç kişi tepsiden çay alıyorsa o kadar farklı eylem başlamıyor mu?…

Çay paketini satın almakla başlayan eylemin bir sonucunu yudumluyorsunuz, Karadeniz’in o cefakâr köylüsünün terinin düştüğü çay yapraklarından yapılan çayı yudumluyorsunuz. Siz çayınızı yudumlarken çay fidesini dikip, sabırla bekleyen o adsız çiftçinin evinde aş kaynıyor, çocuğu okula gidiyor, hastasına ilaç alıyor. Belki hayaller kuruyor yeni bir ayakkabının, yeni bir basmanın…

Sonra, sonraki adımları bir düşünün ve düşünün ki o sıraladığınız adımlardan kimler, kimler eylemleri ile sürece katıldılar. Bu sürece; siz, ne ad verirdiniz?

Ben hayat diyorum.

Hayat algoritmasında hepimizin eylemleri, niyetlerine; niyetlerini ise birçok neden etkilemektedir.

Farkında olmadan hepimiz, birbirimizi algoritmalarımızla etkiliyoruz. Sadece bir birimizi etkiliyor olsak yine iyi; ya doğa, ya denizler, hayvanlar, böcekler vd. Bu etki niyetimizin güzelliği yada çirkinliği ile bize geri dönüyor. Bunu en güzel sergileyen şey yaradılışta “Başla” ya da “OL” ile hareketi alan yaşam algoritmasını izleyebiliyorsak göreceğiz. Hiç  bir şey; gören göze gizli değildir. Yeter ki görmesini bilelim.

Öyle bir etki yaratalım kısıtlı yaşantımıza, yarını beklemeden hemen şimdi, yanınızdaki ile başlayın çünkü bana son gününüzü gösterecek bir belgenizi gösteremeyeceğinize göre…

Dünyanın öteki ucunda çiçekler bizim sevgimizle, daha canlı açsın yarın sabaha, açlar tok uyansın, yoksullar zengin, tüfeklerdeki kara barut un olsun, tüm insanlar kardeş olsun.

Atom bombasını yapan algoritma sevgi algoritması yapamaz mı ki?...

Saygılarımla,

Selçuk Cengiz ünal

 
Toplam blog
: 11
: 628
Kayıt tarihi
: 12.11.10
 
 

Denemeler deniyorum, yazı yazmayı denemek istiyorum. Edebiyat ile ciddi anlamda ilgilenemedim, ço..