Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '13

 
Kategori
Öykü
 

Dehlizden mektuplar- 3

Dehlizden mektuplar- 3
 

yazmak bir anlıkta olsa nefes almak bu dehlizde


Be derin dehlizdeki karanlık benim için bir bakıma nimet çünkü karanlıkta insanları kıyafetlerine yüzlerine göre ayıramazsın buda benim işime gelir orantısız vücudumu çokta güzel olmayan yüzümü saklamak için bir nimet bana karanlık.

Peki karanlık nimet bu dehlizde soğuk derin dibinde suda var bunlar kötü tarafları ama iyi tarafları iyi tarafları da var dediğim gibi burada fizik yok burada doğa yok burada kanun yok burada sadece ve sadece duygular var. Burada hisse senetleri yok his-si senetler var burası bir dehliz burada sadece insanlık var.

Şimdi karşıma biri gelse benimle konuşsa, bir kadın ne kadar çirkin olursa olsun ne kadar yaşlı olursa olsun ne kadar kötü giyinmiş olursa olsun bir kadın gelip benimle konuşsa bu benim için dünyanın en güzel şeyidir çünkü burası bir dehliz burada fizik yok doğa yok sadece insanlık var, insana hasret kulaklarım var.

Bazen konuşmayı unutmamak için bazen de duymayı unutmamak için konuşuyorum kendi kendimle duvardan sekip de bana gelen sesimi dinliyorum saatlerce. Konuşuyorum bildiklerimi unutmamak için mesela doğayı çiçekleri güllerin renklerini anlatıyorum kendi kendime, sarı kırmızı güllerin nasıl olduğunu bahar geldiğinde ağaçların ne yaptığını son baharda yaprakların rüzgarla ölümüne olan dansını çamların o güzel kokusunu ormanın temiz ferah havasını kendime anlatıyorum çünkü bu dehlizde hiç biri yok! Bu dehlizde sadece karanlık karanlık karanlık başka hiçbir şey yok…

Şimdi sayın okuyucularım bu dehlizden yazmak yada yazdığını sanmak her neyse bilemiyorum ama zor kötü bir şey. Ya aslında bakmayın kötü dediğime insan bazen acı çekmeyi seviyor acı çekmek istiyor çünkü acı çekmek insana insan olduğunu hatırlatıyor. He şöyle durumlar vardır ki acı bazen insanı insanlıktan çıkarır ona her şeyi yaptırır hele de intikam duygusuna dönüşmüşse kötü insan bu intikam duygusunu atlatabiliyorsa ne mutlu ona. Şimdi bu dehlizin dibinde soğuk bir kayanın üzerine oturuyorum ayaklarım suyun içinde üşüyor titriyorum sırtımda buraya düşmeden önce aldığım eski bir palto var yağmur sonrasında dehlizin içine sızan sulardan ıslanmış iyice ağırlaşmış bir palto. Saçlarım karman karışık yüzüm kim bilir ne halde oysaki düşmeden bu dehlize nede özenirdim saçlarıma ve yüzüme sırf insanlar arasında saygı kazanabilmek için sırf beğenilebilmek dışlanmamak için ne de özenirdim oysaki baksana bu dehlizde yüzümü dahi göremiyorum…

Off dehlizde olmak zor biraz güzel biraz zor her şey gibi, hayat gibi hayatta güzel ama güzel olduğundan daha fazla da zor. Sevgili okurlarım bilmem anlatabiliyor muyum yada bilmem anlayabiliyor musunuz şimdi size buradan yazıyorum, yazıyorum, yazıyorum. Yazmak unutmak istediğim en son şey adımı bile unutayım ailemi akrabalarımı kendimi dahi unutayım ama yazmayı unutmak istemiyorum bu yüzden yazıyorum. Defterim kısıtlı kalemim kısıtlı artık bir zaman sonra duvarlara mı yazarım bilemiyorum gerçi burada doğru düzgün duvarlarda yok her taraf kaya derin bir dehliz burası karanlık soğuk…

Sevgili okuyucularım;

“Bazen sadece bir tebessüm bir insanın kalbini en derin dehlizlerden alıp pembe bulutlara uçurur sevdiklerinizden hiçbir zaman tebessümü esirgemeyin”

Mevlana’nın da dediği gibi

“ sevdiklerinize gül verin gülünüz yoksa gülüverin”

Saygılarımla…

Sepra Lordu Jess

28.03.2013

 
Toplam blog
: 75
: 309
Kayıt tarihi
: 26.01.13
 
 

" Terra : Yeni Dünya " kitabı yazarı... Bilim kurgu hayranı ... ..