Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '07

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Dehşet gezegeni

Dehşet gezegeni
 

Rodriguez’in Dehşet gezegeni filmine iyi ki Aylin Taşcıyan’ı dinlemeyip gittim.

Bizim doktora öğrencisi bacanak ve baldıza uyup atladık arabaya ve soluğu Armada’da aldık.

Tatilden mi neden pek kalabalık bulmadım doğrusu . Söylenenlere göre biraz üst gelir grubuna hitap eden merkezin tenhalığını orta sınıfın yok olmasına bağladım ve hanımların biz başka filme gideceğiz diye ayrı baş çekmelerine direnip, onları Şüphe filmine gönderip biz dehşetin içine daldık

Filmin birinci bölümü bakmaya cesaret ve mide isteyecek görüntülerden bir an önce bitsin duygusu ile geçti. Tamda Aylin Taşçıyan’ın söz ettiği bölümlerdi herhalde. Hakkını teslim etmeliyim tek kelime ile dayanılmazdı.

Film arasında mola verdiğimizde bana daha dehşet gelen fotoğrafı aktarmak için bu yazıyı yazıyorum. Yoksa onca yazıdan sonra film eleştirmenliğine filan koyulacak değilim …

Yaşlarını onüç veya ondört olarak tahmin ettiğimiz iki genç kız ağır bir makyaj ile birlikte ellerinde gösteriş ile karışık tüttürdüğü sigaraları ile giyimleri de dikkat çekici görünüyordu. Cocukluklarını yaşamadan “kadın” görünümüne geçmek için o kadar çaba göstermişler ki bu başlı başına bir toplumsal sorun aslında.

Blog evreninde yazan psikolog arkadaşları ilgilendiren bir yazı konusu başlı başına. O yaşlarda egemen olan beğenilme dürtüsü ile ve ellerinde sigaralarıyla bana Rodriguez’in sahnelerinden daha ürkütücü geldi. Kesinlikle evden onları o halde bırakan anne veya babanın düşüncelerini bilmek isterdim.Nasıl bir anne veya baba cocuklarını ağır, iğreti görünen bir makyaj ile sinemaya gönderir ki?

Yoksa bir arada kalan eğitim amacı ile Ankara’yı mesken tutan öğrenciler mi diye de düşünmedim değil. Her iki bakımdan irdelendiğinde ürkütücü bir görüntü. Toplum olarak bir düzen tutturamadık ! Ya cocuk yaştaki kızları örtünmeye, ya da tam tersi “kadın” görünümüne sokmaya yönlendiren iklimi sürekli yaşıyoruz, yaşatıyoruz. Kim bilir, bu yaşlarda nasılda can atıyorlar daha büyük görünmek için, hangi dürtüler bu şekilde yönlendiriyor cocukları. Belki mahalle veya okul arkadaşları “sen küçüksün” diye ortamın dışında tutmaya çalışıyorlar… Ya da magazin aleminin bolca yer aldığı sanal yaşama özeniyorlar…

Televizyonlar, gazeteler ve dergiler onlara çocukluklarını yaşamadan “kadın” olmayı öğretiyor kim bilir. Bu konuda gerçekten bilimsel araştırmalar yapılması , sonuçlarının eğitim ve kültür yaşamında kullanılması gerekir.

Filmin ikinci bölümüne gelince onca kötü görüntünün arasına serpiştirilmiş bir aşk öyküsü ve komik sayılabilecek görüntüler eşliğinde iyiler kazanır anlamında bir son sizleri bekliyor.

Ancak ne var ki filmde yer alan mide bulandırıcı sahneleri çoktan unuttum. Aklımda kalan çocukluğunu yaşamadan kızlarımızı “kadın” olmaya özendiren ve onları salt cinsel obje gibi görerek kapatmaya çalışan ikilemin dehşeti nereden bakarsak bakalım benim için düşünülmesi gereken bir gerçekti. Ve Rodriguez’in hayal gücünün vuruculuğu bu gerçeğin yanında bana göre hiçbirşeydi..

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..