Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Dekolte; Aşkın celladı

Emek verilmeyen herşey soluyor. Aşkta özenin esirgendiği bir çiçek haline gelirse boynunu büker, vadesini tamamlayıp, kısacık ömrümüzden çıkar gider. Sonuçta, insanın omuzlarını çökerten kocaman bedeller, faturalar ortaya çıkar. Konu bu kadar önemliyse "Ben"i koruyarak "Biz" olabilmek şeklinde özetleyebileceğimiz aşk olgusunu diri tutabilmek için aklımıza gelenleri, dekolte özelinde gündeme getirmek istedik.

Sosyolojik varlıklar olarak toplum içinde yaşıyoruz. Ve her anımız diğerleriyle iletişim halinde geçiyor. Hal böyle olunca toplumsal normları dikkate almak durumundayız. "Hayır" demeyi bilen, tatmini toplum tarafından olumlanmanın dışında da bulan insanları "sıradışı" olarak niteleyebiliriz. Bu sıradışı insanlar kendilerine haklı gerekçeler atfederek, "sıradışı" konumlarını savunurlar. Sanatçıdırlar, entellektüeldirler vesaire..Böyle bir alt yapıya sahip olduklarından kendi değerlerini, toplumun genel normlarının sınırlarını zorlamakta kullanabilirler. Dekolte olgusu, bu konuda verilebilecek en çarpıcı örneklerden biridir.

"Ben giyimime kimseyi karıştırmam", "Babam bile ağzını açıp tek bir eleştiri getirmedi", "Kapalı giysem yine bakacaklar" ya da "Çevremdeki insanlar beni bu halimle tanır, sever, sayarlar" gibi gerekçeleri vardır. Bu konuda asla bir sıkıntıları da yoktur. Toplumun normalinin ötesindeki dekolte giyimlerinden ötürü kendilerine aygın baygın bakan erkekleri de "Onlar beni kardeşleri gbi severler" ya da "Sadece bakarlar. Ben istemedikten sonra hadlerini aşamazlar" gibi yorumlarla tanımlarlar. Arkalarından kıvranan onca erkeğin kardeşlerine bir baksalar, aradaki farkı görüp bu devekuşu refleksinden kurtulabilirler belki ama insan en kolay kendisini kandırıyor işte.

Yüreklerinde taşıdıkları hanımlarınbu hallerine içleri kanayarak şahit olan erkekler için ise bundan daha büyük bir azap aramayın, çünkü bulamazsınız. Dertlerini, aşkı kurtarmak adına dile getirmeye kalktıklarında ise takıntılı, paranoyak, masum insanlar hakkında fesatlık düşünen, bencil, saygısız, iftiracı gibi sıfatların hepsi birden suratlarında patlayıverir. Tabi bu arada aşk, pılısını pırtısını toplamış, yollara düşmüştür..

Burada kadınlar için bir saptama yaparsak haddimizi çok aşmış olur muyuz? Eğer teşhircilik gibi bir hastalığımız yoksa, aşık olduğumuz erkeği mutlu etmek adına, bize gereksiz gibi gelse bile, daha kapalı giyinmek o kadar zor mudur? Erkeğimiz, kendimize yakışan ve son derece normal olduğunu düşündüğümüz dekolte kıyafetimizden "başka erkekler tahrik oluyor" gerekçesiyle rahatsız oluyorsa, tavrımız ne olmalıdır? Dekoltedeki ısrarımız, erkeğimizin bizi olduğumuz gibi kabullenip kabullenemeyeceği sınavı mıdır? Yoksa güzelim bir aşkın tek kanadını kırmaya değecek bir "kişisel hak" mıdır? 

 
Toplam blog
: 68
: 644
Kayıt tarihi
: 17.11.08
 
 

1964 İstanbul doğumluyum. Bekarım. Çocuk hastalıkları uzmanıyım. Halkla İlişkiler ön lisans ve İk..