Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Deli deli kulakları küpeli:)

Deli deli kulakları küpeli:)
 

Sabah hunimi başıma geçirdim.

Bu gün büyük gün hayatın sırlarını açıklayacaklar bana çok heyecanlıyım.

Anneme son bir öpücük.

Dolmuştayım.

Neden dolmuş?

Ya da neden şöför?

Neyse bunları düşüne düşüne bu hale geldim zaten.

Parayı uzattım.

Para kirli idi.

Ayrıca hala mübadele yöntemini kullanıyor olsaydım verdiğim 2 yumurta dolmuş param olsaydı. Ve ben bu dolmuş paramı akşama kadar aynı tazeliğinde nasıl muhafaza edecektim. Kuluçkaya yatacaktım heralde:)))

Düşünmedim.

İş yerime vardığımda benim gibi sabah delisi yoktu aralarında hiç çaktırmadan hunimi sakladım.

Günaydın dedim.

Ve hatta düşünebiliyor musunuz gülümsedim:))

İşleri toparladıktan sonra saatime baktım .

Kerem Oğuz'un iş arama ve gönlünde yatan aslanı bulamama anılarından birini okudum.

Şu anda oturduğum koltuğu ne kadar aramıştım.

Benim hiç masam olmamıştı ve masamın da bir kalemliği.

Bu arada size baba Ya da anne diyebilir miyim diyesim gelmişti genel merkezde sözleşmeyi imzalayalım dediklerinde:)

Aylardır iş arıyordum.

Ben arıyordum ama yine çevremdekiler tıpkı Kereme verdiğiniz nasihatlarda yaptığınız yorumlardaki gibi biraz dinlen zaten işler seni bekliyor hohooooyt tavrındaydı.

Çoook büyük şirketlerde yine kendileri gibi çooook alengirli işlerine ayak uyduramamıştım.

Yalan söylerken kızarmış. Sattığım malın arkasında durmaya hatta gecenin bir vakti çıkıp dağ yollarında elimde falçata ile çalışmıştım.

Bu arada ben bir yankesici falan değilim, falçata da beni korumak için falan değil yanlış anlaşılmasın.

Sadece rakibi bölgemden kazımanın bir yolu.

Her müşterim kendi üzerine vazifeymiş gibi çocuğum olmayacağından bahsediyordu.

Atlıyordum her çıktığım damdan.

Hunim cebimden düşüyor ben tekrar katlayıp cebime koyuyordum.

Yerime yeni bir cengaver geldi.

Yaladı yuttu tabiri caizse, herkes arkamdaydı.

Bütün çalışma arkadaşlarım ama bir tek sonradan usulsüzlük nedeniyle işten çıkarıldığını duyduğum müdürüm onun arkasındaydı.

O müdür iş görüşmelerinde 1000 müşteri temsilcisi gücündeydi:)))

Yani tüm firma bir araya gelse onu deviremezdi.

Eh sonunda ben devrildim malumaliniz gereği.

Allahtan deliyim ya bana hergün bayram gençlikte var serde. yeni firmalar, yeni çalışmalar günler günleri kovaladı hayat beni buraya kadar getirdi.

Gece hunimi çıkarıp uyuyorum.

Rüyalarımda bari akıllı olayım diye.

Onlarda da bir tuhaflık var. fareler, böcekler, çamaşırlar peşimi bırakmıyorlar.

Hepsi de kötü şeylerin habercisi.

Yolda giderken doktora neler anlatacağımı hesapladım.

30 Dk hayatımı nasıl sığdıracaktım.

Sığacaktı işte ben her zamanki gibi öyle planlamıştım:)

10 yıllık psikoloğum sevgilim benden bıkmıştı.

Herkeste bir dert binbir tasa beni baymıştı.

Ve ben dertsiz tasasız doktoruma doğru gidiyordum.

Metrodayım insanların yüzüne bile bakmıyorum. Deliliğimi görmesinler diye.

Şimdi odasındayım doktorumun, Bekir bey sizi bekliyor dediler.

Ah canımmm senelerdir beni bekliyormuş da bir telefon etseydi ben hemen gelirdim dedim.

Ben güldüm ama hemşire ne dediğimi duymadı bile içimde hapsettim:)))

İçeri girdiğimde bir keman sesi karşıladı beni.

Bu ses aman allahım ne güzel bir sestir o .

Neyse doktorumla sohbete başladık.

İlk sorusu şu oldu;

Hayal hanım gelecekte ne var?

Hiçbişiycikler diyebildim ancak gelecek planım yok ne yazık ki?

Kocaman bir gülümseme yayıldı yüzüne doktorumun.

Bulmuştu gelecek korkum vardı. Ve geleceği göremiyordum.

Peki gece uykularınız?

Afedersiniz ama ben kış uykusuna yatmış bir ayı kadar narin uyurum dedim.

Peki sabahları?

Bütün gece döverler beni yatağıma öyle yatarım dedim:)

Yine o kocaman gülümseme.

Uyku terörü dedi.

Bilindik tanındık bişiy heralde bu???

Benim canım beynim, a benim yarım beynim yine bir şeyler unuturmuş benim.

Geceleri bir hormon salgılaması gerekiyormuş bu sefer de onu unutmuş.

Neyse tam beynime iki çift laf söyleyecektim doktorum araya girdi.

Peki dedi aile yaşantınız biraz çocukluk?

Ortaya karışık mevsim salata kısa kısa anlattım.

Güvensizliklerimi, canım sevgilimin benden çektiklerini, ailemi, işimi kısacık.

Beklediğim açıklama gecikmedi.

Yıllardır hep iki adım ötesini düşünmüştüm. Bu günü değil ileriyi.

Şimdi ise bir panik başladı bende.

Doktorumun tabiriyle;

Ben çukurlara düşmüş, tümseklerden atlamış, virajları kah başarıyla kah başarısızlıklarla dönmüştüm.

Fakat şimdi yağmur yağıyordu sis vardı ve ben haritayı gittiğim yolu bilmiyordum.

Ve huzursuz oluyordum.

Ama hay bin kunduz bir de hızlı gidiyordum ki sormayın.

Dur durak bilmeden silecek yetiştiremiyordu hayatım.

Biraz yavaşlamalıydım.

Yol çizgileri kesindi hataya izin vermezdi.

Bir an çanakkale yolu gözümün önüne geldi.

Delik deşik, bir çok yerde ise yol çizgisinden eser yoktu.

Eğer yavaş gidersem doğru kararlar verebilecektim.

Hem canım kim söylemişti;

Yanlız ölü balık akıntıya doğru yüzer diye?

Akıllı balıklar da günümüzde araziye ayak uydurup akıntıya doğru yüzmüyorlar mıydı?

Bir elime hunimi bir elime reçetemi aldım.

Doktoruma göz kırptım ve hunimi katlayıp cebime koydum. Kimse bilmemeliydi Deli hayal i:))

Bu arada ofiste çalan müzikle ilgili bir not sevgili doktorum aynı zamanda bir müzisyendi. Ferhat Göçerle aynı sahnede keman çalmışlığı bile vardı.

Demek ki neydi?

Müzik dinlemeyi ihmal etmemeliydi.

Hastaneden hızlı adımlarla uzaklaşmaya çalışırken güller dikkatimi çekti rengarenk güller.

Kırmızı,

Beyaz,

Pembe güller.

Kimbilir kaç defa geçmiştim burdan ama hiç farketmemiştim demek ki bahar gelmişti.

Yeni biçilmiş çimlerin kokusu geldi burnuma.

Ben ise o anda ofise gidip bitirmem gereken evrakları düşündüğüm için olsa gerek içeri girerken bu kokuyu almamış, bu çiçekleri görmemiştim.

Güneş gözlüklerimi çıkardım.

Gülleri tek tek selamladım.

Hoşgeldin bahar dedim.

Hiç olmazsa bu senelik seni yaşayacağım.

Hayt senin karşında da daha esnek olmaya çalışacağım.

Varsın akıntıya bir tek ölü balıklar yüzsün ben yağmurlarda ıslanayım.

H.A.

 
Toplam blog
: 50
: 3085
Kayıt tarihi
: 31.10.06
 
 

Merhaba hayatta herkesin söyleyeceği birkaç cümlesi vardır, ben de ‘söyleyeceklerim var’ adlı bir kö..