Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '09

 
Kategori
Sinema
 

Deli Detektif

Deli Detektif
 

google görsel


Ben bir deliyim. Bunu kendimi bildim bileli, yani 3 yaşımdan beridir biliyorum.

O nedenle, delilikle ilgili gerçek veya kurmaca, biyografi ve sanat eseri olan herşeyi severim. Deli deliyi severmiş, atasözünün devamını atladım.

‘Deli Detektif’ adı üzerinde bir delinin öyküsü. Onu da çok sevdim.

Bu kezki öykü, beni ve deliliğimi aşmış.

Öykü şu:

Detektifimiz, filmin başında bir cinayetin işlendiği koşulları yeniden yaratarak, psikopat katilin kim olduğunu buluyor. Bunun için yaptıkları arasında, bir bavul içinde, katlarca aşağı merdivenlerden yuvarlanmak da var, ölüm bir domuzu doğramak da.

Deli detektif, insanların, dolayısıyla suçluların da, ‘alter-ego’larını görüyor.

Emekli olan amirinin bir alt-kişiliği olmadığı için, onun dürüstlüğüne binaen, kulağını kesip ona hediye ediyor ve meslekten atılıyor.

Sonra, onu merdivenlerden yuvarlayan polis, bir vaka için onu buluyor.

Katil bir polis ve istisnasal olarak, 7 kişilikli.

Film boyunca, 3’ü öne çıkıyor. 4’ü boş gösterge. Buradan senaryonun çok daha yoğun olduğu sonucuna varıyoruz.

Aranağmeler:

Yaşam ve sanat eseri, doğrulardan çok yanlış anlamalarla doludur. Örneğin, toplum delilerden korunmaya çalışılır ama aslında delilerin toplumdan korunması gerekir. Biyolojik nedenler dışında deliliğin nedeni, kültürel nedenlerdir, yani toplumdur. Benimkisinde her ikisi biraradaydı.

Akıllılar delilerden daha delidir, özellikle faşizm ve engizisyon yoğun kültürlerde, yani bizimkisi gibilerde. Akıllı geçinenler, deliliklerini sakladığı için, 1 deli 100 akıllının deliliğini üstlenir ve dışavurur ki bu da bir tür kefarettir.

Konuya dönelim:

Filmde akıllı olan ya da geçinen, asıl önemlisi deli detektifi yardıma çağıran akıllı detektif, deli detektifi öldürür.

Bu durumun gerçek yaşamda değiştirilmesi zamanı geldi de, geçti bile. Kendim için bunu denedim ve başardım.

Filmdeki embesil-iyi, deli detektifin alter(natif) perspektifini görmesine karşın, ona tam inanmaz, çünkü bir akıllı bir deliye genelde pek inanmaz, deliler insanlık tarihinde akıllıların beceremediği onca mucize yarattığı halde, bu durum hala öyledir.

Filmin ironilerinden biri:

Deli detektifin onu terketmiş olan gerçek karısı ve kurmaca / ‘alter-ego’ karısı birbiriyle karşılaşır ve birbirleriyle konuşur. (Bu durum, filmde başka kişiler arasında da 1-2 kez yinelenir.) Kurmaca-eş deli detektifi yaşatmaya çabalamaktadır ama deli detektif ölmek istemektedir ve ölür de. Ancak, katili de öldürür.

Bu film bana, tarihte ölmüş felsefecilerin düşünce dansını içeren ve yıllardar tasarımda duran anime için, ilham kaynağı oldu.

‘Next’te Cage’in habire kendi içinden çıkması ve çoğalması gibi, düşünürler de, Aristo ve Lao Tzu da kendi içlerinden çıkarak çoğalır ve başka zihinlere girer ki bu değişik yerzamanların değişik dillerinde olur.

Lao Tzu’nun ‘Tao te King’nin değişik aşırı-yorumları, kendi içlerinden ‘Mushishi’deki opak-yazı-dans gibi, alfabe değiştirerek dans eder.

En sonunda, ‘Metafizik’ ile ‘Tao te King’ hem değişmiş, hem de aynı olarak, birbiriyle karşılaşır ve savaşır. Sonuç tersine diyalektiktir.

Gördünüz mü?

Akıllı insanlarınızın sublimatif hümanist filmleri yerine, 2 aşağılanan alttür / janr birden sayılan, bir Hong kong polisiye filminde çözüm var. Yani: Çözüm biz delilerde.

Bahçe biziz, diken bizdedir.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..