Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '09

 
Kategori
Efsaneler
 

Deli Dumrul

Deli Dumrul
 

Babam Dede Korkut hikayelerini eve getirdiğinde ilkokul üçüncü sınıftaydım. Deli Dumrul çok etkilemişti beni.

Annemle babamın bana olan sevgisini test edeyim dedim!

"İnsan biricik oğlu için canını vermez mi anne?"

"Gözümü kırpmadan veririm oğlum!

"Babam?"

"O da kırpmaz!"

İşi deliliğe vurmuştum! Hergün kavga yapardım okulda. Öğretmenler illallah demişlerdi benden! Baktı müdür olmayacak beni folklore yazdı! Her iki kolumdan kızlar tutuyordu oynarken! Elazığ oyunları oynuyorduk! Fakat başta repertuvarımızda olmasına rağmen "çayda çıra " oyununu kaldırdılar. Sanırım etrafı yakarım diye düşündüler. Biraz uysallaşmıştım!

Annem müdürün bu dahiyane çözümüne uyanmıştı!

"Bu çocuğa en yakın zamanda bir kol arkadaşı bulalım biz reis!"

"İki kolu var!"

"Sol koluna bulalım şimdilik!"

Annem konuyu bana açtı!

"Oğlum yalnızlık Allaha mahsustur. Biz babanla konuştuk kendi aramızda ve seni baş göz etmeye karar verdik!"

O zamanlar bu deyimden haberim yok!

"Yahu anne, kafayı kırdık diye yenisine gerek yok. Gözlerim de sağlam! Uğraşmayın benimle! Yapacaksanız başka kaşlı gözlü bir tane yapın! Name yapmayın bana şimdi!"

"Evereceğiz seni oğlum!"

"Öyle desene anne! "

Bu lafımı olumlu olarak algılamıştı annem! Aradan on beş gün geçti geçmedi dört tane vesikalık resimle geldi!

"Bak bakalım bu nasıl?"


"Bunun burnu biraz büyük anne!"

"Bu?"

"Boyu kısa gibi!"

"Bu?"

"Bakışları şeytanca!"

"Annesi babası hacı ama! Güzel de poğaça yapıyormuş!"

"Şeytan boğazdan girer kalbe yerleşirmiş anne!"

Annem ilk defa duyduğu bu laftan etkilenmişti!

"Bir yaşıma daha girdim oğlum! Ne kadar haklısın! Ben başka bakayım sana müsaade et de!"

"Anne!" Dedim. "Benim deliliğim azraili getirecek boyutta değil. Niye telaş ediyorsunuz? Hem gelse bile ben size postalamam azraili! Delikanlılar gibi karşısında durur, al ulan canımı, bana faydası olmayan kilisenin çanına ot tıkarım derim!"

"Böyle konuşuyorsun ya başımıza çok sıkıntı gelir oğlum! Sana onun için ehli namus, ehli sünnet vel cemaat bir hayat yoldaşı bulmaya çalışıyorum!"

Buldu!

Ve kendilerini kurtardılar! Muma dönmüştüm çünkü!

Uzatmayayım, dün bizim Ertuğrul Ata, Deli Dumrul'u okumuş! Eve geldiğimde hanım burnundan soluyordu!

"Ne oldu hanım? Sende olağan dışı haller görüyorum!" Diye sordum.

"Ertuğrul halıya meyve suyu döktü! "

"Döksün!"

"Televizyon da az daha devriliyordu sehpasından! Topu vurdu!"

Baktım vukuatı çok! Çağırdım.

"Ulan ev futbol sahası mı? Niye rahat durmuyorsun? Annenin bir pazarı var onu da burnundan getiriyorsun!"

Son cümlemi dalgasına söylemiştim! Hanım anladı bunu!

"Şımart şımart! O da başlasın Deli Dumrul hareketlerine!"

Aklıma geldi otuz beş yıl öncem!

Deli Dumrul kötü örnek oluyor gençlere vesselam!

 
Toplam blog
: 1640
: 466
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

Doğum tarihim değişmedi ama çok şey değişti bu güne kadar. En başta, dede oluyorum! Evet; şaşırdı..