Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '20

 
Kategori
İlişkiler
 

Delikanlı Adam Kime Denir?

Her ne kadar “delikanlılık” genelde bize yakıştırılırsa da… Aslında bu kavram, cinsiyet ayrımcılığını zerre kabullenmez. Öyle kadınlar var ki, öyle hanımlar tanıdım ki, benim diyen delikanlıya taş çıkartırlar. Kafasına göre “erkekliğin kitabını yazanlara” nal toplaırlar; nal! O yüzden, becerebildiğimce kadın/erkek ayrımı yapmadan anlatmaya çalışacağım düşüncelerimi. Allah beni okuruma mahcup etmesin. Amin.

Delikanlılık, sözünde durmakla, dediğini yapmakla başlar. Kararlarının arkasında durur delikanlı. Çok zorda kalmadıkça, haklı duruşundan vazgeçmez. Yaşam tarzından, tavrından ilke ve prensiplerinden taviz vermez. Tabi bunu katır inadıyla değil, akılcı, tutarlı temellere dayandırarak gerçekleştirir. Kuru kuruya zıtlaşmak, ahmaklara yakışır çünkü. Delikanlı insanlar, adaleti, sağduyuyu rehber edinir.

Delikanlı adam/kadın, ölümüne adildir. Nalıncı keseri kendine yontmaz her şeyi. Nefisine zarar verse dahi, doğrunun yanında durur. Haksızlığı anne/babası da yapsa, haksız olanın karşısında yer alır.

Alemin pısıp sinmesine inat; dilsiz şeytanlıktan kaçınır. Gücünün yettiğince, elinin erdiğince haklıya yardım eder. Hakk yolunda, mazlumun yanında yürür. Evladı da olsa yanlış yapan, koruyup kollamaz onu delikanlı anası.

Kalleşliği, kahpeliği, arkadan vurmayı, sinsiliği, kaypaklığı ve dahi oportünizmi tümüyle reddeder. İki yüzlülükten, duruma göre vaziyet almaktan, rüzgarın yönüne göre eğilip bükülmekten, nokta kadar menfaati için virgül kadar edilmekten imtina eder. Her konuda kendi dediğinde sabit, dediğim dedik, çaldığım düdükçü bir odun değildir ama… Vara yoğa da bozmaz duruşunu. Tutturduğu hayat çizgisine sadık kalır. Dostunu satmaz. Arkadaşını yarı yolda bırakmaz. Düşmanına, namerde dahi vicdandan yoksun muamelesi görülmemiştir. Sabrının taştığı, ısrarla bam teline basılan durumlar hariç tabi.

Delikanlı biri, sınırlarını aşan taleplerde bulunmaz muhatabından. Kendi davası adına, kimseyi eğri yola sokmak, zor durumda bırakmak istemez. Olduğu gibi olduğundan/davrandığından; hiçbir şeyden çekincesi yoktur. Rabbinden gayrı kimseden korkmaz.

Kadere karşı boynu kıldan inceyse de… Elinden gelenin en iyisini yapmaktan geri durmaz. Kaderciliğini tevekkülüyle sağlamlaştırır. Allah’a, kitaba isyanı aklından geçirmeden, aklılla bilmin yolunda yürümeye adar varlığını. Gerçek bir delikanlı, halden de anlar, lafını ölçüp biçerek söylemeyi de becerir. Her daim kitabın içinden konuşmaya hazır kıta. Zalime boyun eğmez, eyvallah etmez, zulme sessiz kalmaz.

Delikanlı adam/kadın en önce kendi vicdanına karşı sorumludur. Özeleştiri yapmaktan çekinmez. Her gece yastığa başını koyduğunda; inceden muhasebe eder gününü. Kul hakkına tapınırcasına sadıktır. Bile isteye suçsuzun, günahsızın canını incitmez. Yaradan korkusuyla yapar her şeyi. Bir tek ona kayıtsız şartsız hesap vermeye gönüllüdür.

Öyle, çakma kabadayılar gibi delikanlılığın raconunu kesme derdinde falan da değildir. Gerçek anlamda alçak gönüllüğü benimsemiştir çünkü. Kibrin, kendini beğenmişliğin semtine bile uğramaz. Faniliği çakılıdır zihnine. Yersiz böbürlenme ve büyüklenmelerden nefret eder.

Tevazu sahibidir ama… Ezik bir kabullenmişlikle karıştırmaz bunu. Sakin, soğukkanlıdır ama… Dellendiğinde önünde durmak imkansızdır. Öfkesini kontrol etmeye çalışsa da… Ezilen birini gördüğünde, gazabı kestirilemez, önlenemez.

Mücadele edeceklerinin, savaşmak zorunda kaldıklarının ne kudretini umursar, ne gözdağıyla sindirilebir. Yeldeğirmenlerine saldıracak düzeyde hesapsız davranışına rastlanmasa da… Gerektiğinde, “Ya hep Ya hiç!” demekten çekinmeyendir.

Vara sevinmez, yoka üzülmez. Feleğin çemberinden geçmiştir.”Bugün var, yarın yokuz,” der. Dünya malına tamah ettiği görülmemiştir.

Sade ve toktur delikanlı ruha sahip olanlar. Açı, açıkta kalanı gözetirler. Dünya malı biriktirmeye gönülleri olmasa da… Tümden tedbirsiz de değillerdir.

En başta dedik ya, delikanlılığın cinsiyetle hiçbir alakası yoktur diye. Gerçek delikanlı, buna yürekten inanır. Olaylar karşısında önce aklının, sonra kalbinin sesini dinler. Kuyumcu terazisine benzer ölçüsü. Her ayrıntıyı hesap etmeye çalışır.

İnsan odaklıdır gerçek bir delikanlı. Aciz kulluğunu da asla unutmaz. Adalet duygusuyla hareket eder. Haklıyla haksızı ayırmaksa da bütün zoru… Hataya düştüğünde özür dilemesini de bilir.

Hakiki delikanlı, efendiliği elden bırakmayandır. Terbiyesini kolay kolay bozmaz. Amma velakin, kaşınana, hak edene istihkakını vermekte de pek bir cömerttir kendisi! Yamuk duranı, hain bakanı anında farkedip, anlayacağı dilden konuşmakta üstüne yoktur; ne yalan söyleyeyim şimdi.

Delikanlı insan kanatsız melek değildir ama… Ah almaktan, vebalden, başkalarının günahına girmekten de ölesiye çekinir. Derdi her daim adaleti sağlamaksa da… Düştüğü yanlıştan dönmesini de, düştüğünde, dimdik ayağa kalkmasını da en iyi bilenlerdendir.

Bana kalsa, kitabını yazmaya kalkışırım ama… Delikanlılık hakkında bu kadar söz şimdilik yeter sanırım. Sürç-ü lisan ettiysek affola. Aslolan iyi niyettir.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..