Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Deliverance

Deliverance
 

Bitişin mektubu

Ne olduğunu ya da neden olduğunu bilmiyorum. Sadece yazıyorum parmaklarım hareket ediyor, ve içimden geçenleri döküyor tuşlara.

Sessiz çığlıklar atıyorum içten içe, kimse işitmiyor.

Ağlıyorum ama ne bir göz yaşı akıyor yanaklarımdan ne de bir hüzün var yüzümde.

Benim hayatım bir oyun, dünyam sahne ve ben başroldeyim.

Rol yapıyorum öylesine

yaşamak değil bu

evet tam bir rol.

Mutluyum sizlere göre

Ama içimdekiler?

öyle iyi oynuyorum ki, kimse bilmiyor neler hissettiğimi.

Her kes gülümsememi beğeniyor

Ya da sesimi

Ama o gülümseme içten olamadı hiçbir zaman

Karnım ağrıyana dek kahkaha atamadım

Ya da içten çıkmadı hiçbir sözcük.

Ölümü istediğim kadar isteyemedim yaşamayı.

Ben buralara ait olmadığımı fark ettiğim anda uzaklaştım kendimden.

Olamadım

hiçbir şey olamadım…

Ne iyi bir sevgili, ne mükemmel bir evlat ne de kendim olamadım.

rol yaptım

Üzgünüm…

Hiçbir şeyden emin değilim

Yanımdakilerden, hissettiklerimden ya da dünyadan

Bir türlü rahat olamıyorum

Bir türlü kendim olamıyorum

neden anlamıyorum

Biyolojik olarak 18’indeyim

Ama içimde bir çınar var sanki

1 asrı eskitmiş bedenimde

tabi ki beni de

şimdi ne yapmalıyım bilmiyorum

hiçbir şey bilmiyorum hayatıma dair

kalemim kurudu artık rol de yazamıyorum, hatta oynayamıyorum bile

çok yorgunum uyumak istiyorum ama o da benim değil

sanırım yavaş yavaş tükeniyorum

bitiyorum , batıyorum, ölüyorum…

ayaklarım çıplak

bir dağa tırmanıyorum, ayaklarıma dikenler batsa da yürüyorum toprakta

hiçbir diken acıtamıyorum hayat kadar bedenimi ve içimi

usul adımlar atıyorum bir kaplumbağanın vurdum duymaz yavaşlığıyla

ve yaklaşıyorum beni çağıran boşluğa

sanırım ben ölüyorum

yaşarken ölüyorum her sabah uyanınca ve her gece yatınca.

Pembe rüyalarım yok artık

Ya da oyuncaklarım

Aksine ben oyuncak oldum hayata karşı

Bomboş duygularım şuan

İçimde hiçbir şey yok

Ne duyabiliyorum konuşulanları

Ne de sesimi çıkarıyorum yapılanlara

Oyunumu oynadım, rolümü yaptım mutlu etmek için insanları şimdi

Bir seyirciyim kendi hayatımın karşısında

Benimle nasıl oynadılar izliyorum

Ve bileklerim kesik yürüyorum tekrar uçuruma

Bir adım ve bir adım daha yaklaştıkça uzaklaşıyorum kim olduğumdan ya da ne olacağımdan

Son kez alıyorum oksijeni damarlarıma

Son kez hissediyorum tüm rüzgarı omuzlarımda

Ve saçlarım son kez dalgalanıyor hayatıma

İşte nokta koymanın vakti geldi bu kara sayfaya

Küçük bir peri masalı ya da bir hüsranın sayfaları

Her neyse işte

Ben bittim ya önemli olan mürekkebimin tükenmiş olması

Devam etmiyorum hayat sana

İstemiyorum pis havanı solumayı

Ya da iki yüzlü insanlarım arasında rol yapmayı

Kendim olmak da istemiyorum çünkü hissedemiyorum duygularımı

Bitti işte son noktamı koyuyorum sayfama ve sonra kapanacak bu sayfa

Sana hoşça kal da demiyorum hayat

Çünkü beni hoş tutmadın senin de olmanı istemiyorum…

Anne baba bana bir hayat verdiniz

Ama ben istemedim

Kaç kere denedim olmadı

Yapamıyorum mutlu olamıyorum ve sizi mutlu edemiyorum

Ben çok bunaldım bu bedenden ve içindekinden

Siz de

çok iyi biliyorum

İyi bir evlat olamadım ama iyi bir ölü olacağıma söz veriyorum…

Lütfen affedin beni

bir kere deneyin beni affetmeyi
deliverance...

 
Toplam blog
: 2
: 528
Kayıt tarihi
: 03.05.07
 
 

Tipik isveç metali ve doom metal aşığı... Safkan metalci... Headbanger... Non serviam....