Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '08

 
Kategori
Haber
 

Demek ki “Kapatma davasında” haklılık varmış…

Demek ki “Kapatma davasında” haklılık varmış…
 

Aşağıdaki sözleri lütfen gözlüğünüz de takın öyle okuyun…

<ı>“Atatürk devrimleri, Türk toplumuna travma yaşattı... Bir gecede kıyafetlerini ve dillerini değiştirmeleri söylendi. Dinsel yolları dağıtıldı."

<ı>

Okudunuz mu?...

Bu sözleri söyleyen kişi, hakkında Anayasa Mahkemesine <ı>“Kapatma davası” açılan AKP’nin, Genel Başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’dan sonra gelen ikinci adamı, adı Dengir Mir Mehmet FIRAT olan muhterem, böyle buyurmuşlar.

Bir televizyon kanalında <ı>“Atatürk’ü sevmiyorum, Humeyni’yi seviyorum” diyen kızcağızdan ne farkı var ki diye düşündüm… Hadi kız cahil, tarihi de karıştırıyor, insanları da…

Ama öyle değil… Kocaman Genel Başkan yardımcısı, maşallah cüssesi de yerinde, eğitimi de…

Bu, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temeline dinamit koyuyorlar ve <ı>“Laiklik” ilkesi ile oynamanın <ı>“Odak nokrası haline geldiler” diye hakkında dava açılan bir partinin Genel Başkan yardımcısı bu adam yahu, <ı>“O kızdan ne farkı var” demekle biter mi?

Ben, birisi eğer toplumun bir bölümüne <ı>“Zulüm” ediyorsa, o kişiden hoşlanmam ve açıkça da söylerim…

Aynen Densiz (pardon yanlış oldu) Dengir Mir Mehmet FIRAT gibi…

O da söylemiş…

Bu söz de <ı>“Atatürk’ü sevmiyorum” sözünün bir başka şekli. Belki biraz içine <ı>“Siyaset” karıştırılmış olanı. Daha da ilerisi, dokunulmazlık zırhının arkasında söylenen sözler.

Bu kişi ve bu parti, haklarında kapatma davası açıldığı günden bu yana, kendilerine yüklenen suçu işlemediklerini ileri sürüyorlar. Hem de <ı>“Yargı”ya hakaret derecesine vardırırcasına, hukuk tanımazlık boyutunda…

Yarın mahkeme huzuruna çıkınca savcı sorsa <ı>“Atatürk devrimleri, Türk toplumuna travma yaşattı... Bir gecede kıyafetlerini ve dillerini değiştirmeleri söylendi. Dinsel yolları dağıtıldı" dediniz, bunu ben anlamadım, biraz daha açar mısınız, dese…

Merak ediyorum şimdi… Ne şekilde açıklama yapardı…

Ama şunu söyleyeceği kesin…

<ı>“Gazete kupürlerinden, Googel sayfalarından yaptığınız alıntı ile bana karşı iddiada bulunmayın, ben size böyle bir şey söyledim mi?...”

Der mi?...

Demez ise şaşarım doğrusu. Çünkü verdikleri savunmanın bir tamam içeri bu teze dayanıyor. Başta Başbakan olmak üzere, hepsi de Atatürk’ten, ilkelerinden, devrimlerinden, Cumhuriyetten, Laik, demokrat, sosyal hukuk devletinden yana insanlar…

Onların ne söylediklerine bakmayacak, kafaya takmayacaksınız. Ne yapacaklarsa yapacaklar, onlara da bakmayacaksınız, kafaya takmayacaksınız.

Ama sizler, biler inatla <ı>“Peki, neye bakalım, nasıl değerlendirelim” diye soracak olursanız ki sorun artık, onun cevabı da var…

<ı>“Biat edin, ram olun, gerisine karışmayın, beraber bu yollarda yürüyelim. Biz lüks arabalarda makam otosu keyfi sürerken, siz bizim yanımızda yayan gelin. Korkmayın, yavaş yavaş gideceğiz, sizi yormadan, istediğimiz yere birlikte varacağız.”

<ı>

Peki, vardığımız yeri beğenmezsek, biz geri gelebilir miyiz?

<ı>“Niye geriye?... Siz gerici misiniz ki? Atatürk’ünüz de ‘Batı uygarlık seviyesi’ dememiş miydi? İşte sizi Batı’ya, yani AB’ne getirdik…” derler…

Derler de, acaba getirdikleri yer, dedikleri yer mi ki?

Sizi bilmem arkadaşlar. Ben <ı>“Avrupa’ya geldik” diye İstanbul’un bir yerinde bırakılmak istemiyorum.

Siz gidin, ben buradayım… TIR’ın dorsesinde ölmeye niyetim yok…

<ı>

<ı>24 HAZİRAN 2008

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..