Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '09

 
Kategori
Sinema
 

Demirden korksaydık trene binmezdik!

Demirden korksaydık trene binmezdik!
 

Yeni Şafak'tan..


Yeni Şafak'ın haberi şöyle:

İngiliz aktör Clive Owen ile Amerikalı aktris Naomi Watts'ın başrolde oynadığı ve bir bölümü İstanbul'da geçen 'The International'ın çekimleri tamamlandı. Aktör Owen, Kapalı Çarşı'da elinde silahla koştuğu sırada çevresindeki insanların 'hiçbir şey yokmuş gibi' normal hayatlarına devam etmesinin kendisini şaşkına çevirdiğini söyledi.

İnternetteki femalefirst.com magazin sitesine konuşan Owen, "Yetkililerden izin alamadığımız için çekimler sırasında Kapalı Çarşı'yı kapatmadan çalıştık. Çarşıdakiler çekim yaptığımızı bilmiyorlardı. Daha önce hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştım" dedi. Clive Owen'ın 'dünyanın en büyük alışveriş merkezi' olarak nitelediği Kapalı Çarşı'daki silahla koşma sahneleri, çatılara ve bazı noktalara konulan kameralarla çekildi.


Aktör Owen, elindeki silahı gören bazı Türklerin sadece gülüp geçtiğini, kimisinin de hiçbir şey olmamış gibi başka yöne baktığını belirterek, bunun gerçekten şaşırtıcı olduğunu anlattı.." Haberin ana hatları böyle..

Benim yorumuma gelince:


Bu yıl vizyona gireceği belirtilen "The İnternational" filminin aktörü, bizim kapalı çarşıda elinde silah gezerken, insanların kendisine ilgisiz kalmasına şaşırmış..Hem de iki kere şaşırmış..

Olay Avrupa ülkelerinden birinde olsa, insanlar büyük panik yaşar, hep bir ağızdan "Polis..polis.." diye bağırırlardı. Aktör Owen da bunu bildiği için, Türklerin bu kayıtsızlığına bir anlam verememiş..

Oysa biz buna anlam verebiliriz: Bunun anlamı, bizim meşhur sözümüzde saklıdır: "Demirden korksaydık trene binmezdik!.." Ama Bay Owen bunu nereden bilsin..

Ona biraz kendimizi anlatmalıyız, diyorum:

Biz, ne silahlar ne silahlı adamlar görmüşüzdür oğlum Owen...Tohum niyetine toprağa ektiğimiz silahlar bir yeşerseydi orman olurdu. Biz demiri de, "delikli" leri de severiz. Hata özel bir düşkünlüğümüz vardır "delikli" lere ve "demir" lere.. "At, avrat, silah" üçlemesini sen nerden bileceksin..Oysa bizim "amentümüz" dür bunlar evladım Owen.. Şimdi sen, elindeki çakar almazla, Kapalı Çarşıda koştun diye, insanlar girecek delik arayacak öyle mi?..Senin filim diye oynadığını biz her gün gerçek hayatta oynuyoruz yeğenim.. Bizi tanımadığın için şaşırmışsın, bir tanısan şaşırmanın ne olduğunu o zaman görürdün ya..

Neyse.. Owen'a söyleyecek laf çok da biz uzatmayalım.. Çoğu İstanbul' da geçen bu filmin konusu da bize uyar. Terör örgütleriyle işbirliği içerisinde olan bir uluslararsı bankacılık sisteminin peşine düşüp İstanbul'a geliyormuş aktörümüz..Tabii bir İnterpol ajanı olarak.. Anladığım kadarıyla bir tür "hortumculuk" işi..Yani bizim hiç yabancı olmadığımız bir konu..

"The İnternational" filmini şimdiden merak ediyorum.. Bakalım şaşkınlığı Owen'ın yüzüne yansımış mı.. Bakalım bizim "figüran halkımız" kameralara nasıl gülümsemiş..

İzleyip yazacağım..

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..