- Kategori
- Şiir
Demiyorum ama
alıntı
Neler geçti,
Bu geçmiyor.
Demiyorum ama diyemiyorum ama
Kalbimin sızısını...
Başımı kaldırdığımda, gözlerime dokunabilse gözleri,
Onu gördüğümde nasıl,
O düşen sarı sonbahar yaprakları gibi,
Çırpına çırpına yerlere yıkıldığımı,
Ve nasıl,
Yerlerde süründüğümü,
Uğraştığımı, didindiğimi kalkmak için,
Tutunmak için bir yerlere nasıl bel bağladığımı,
Nasıl harmanlandığımı sonra,
Rüzgarla nasıl savrulduğumu,
Ve bir anda nasıl un ufak olduğumu,
Diyemiyorum.
Çocukça yaşadığım hayatta,
Büyük insanlara has korkularımla
korkuyorum
ayrılıktan
sonbahardan.
O bilmez o mevsimi hep yaşamayı.
Hep dökülmeyi,
hep savrulmayı,
hep beklemeyi,
hep susmayı.
Hep mevsimsiz büyüyen akarsularda dökülmeyi,
İnsan boyu dalgalı, çamurlu denizlere.
Çıplak ağaçlarda bir filiz aramak, sadece deliliktir,
Ve bilmez hep deli olduğumu.
Neden maviyi sevdiğimi bilmez,
Ve neden mavi gözlü çocukları...
Ve ölmekten korktuğumu,
ve kurtuluşu onda bulduğumu korkarak...
O bilmez, o mevsimi,
Yalnız sırasıyla yaşar.
Yarın belki ölürüm.
Öleyim,
Ölmek biraz da maceradır...
***
Seneler seneler önceydi... busatırları yazan kadın elinde bir kitapla geldi yanıma bir çay bahçesinde sonbaharda iki demli çay biri şekersiz ve bir perşembe günü nekadar da güzeldi... ama şimdi... Bu şiirin kahramanı yarın belki ölür...