Demografik analiz ve planlama

Bir ülkenin RASYONEL SOSYAL İŞLETME POLİTİKASININ temelini; İktisadi harita ve bu doğrultuda hazırlanacak makro plan oluştu-ruyorsa da; harita ve planın ana unsurunu da "Demografik Analiz ve İş Gücü Planlaması" ve "Eğitim Planlaması" oluşturmaktadır. Devlet yönetiminin, yaşamından sorumlu olduğu vatandaşlarının niteliğine ve coğrafi dağılımına ilişkin bu analizi yaptırması, bu analiz sonucunda yapılacak plan-program ile iktisadi kaynaklar ve imkanlarla, nüfusun örtüşmesi sağlanmalıdır. Bu durumda devletin optimal yönetim denklemini oluşturan; yaşam standardı, tüketim, üretim, istihdam, gelir dağılımı, kamu finansmanı ve gelişim faktörlerinde uygunluğu yakalaması da mümkün olabilecektir.

İktisadi plan ve programların uygulaması ile sağlanacak ekonomik gelişmenin doğuracağı istihdam için gerekecek insan profilleri ile işsiz insan profillerinin örtüşebilmesi için "Demografik Analiz, İş Gücü ve Eğitim Planlaması" tüm detayları ile yapılmalıdır. Ülkemizde "Kapasite Kullanım Oranının" % 70'lerde olduğu şartlarda işsizlik oranının da % 10'ların üzerinde olmasının nedeni "Sektör ve faktör Planlaması" ile "Demografik Analiz, İş Gücü ve Eğitim Planlamasının" gereken detaylarda yapılmadığının bir göstergesi olarak görüyorum.

Demografik analiz, iş gücü ve eğitim planlamasının ana kriterleri olarak; vatandaşların yaşları, eğitimleri, alışkanlıkları ve gelecek düşünceleri irdelenerek yapılacak çalışma; uygulanabilir "üretim ve istihdam politikasının" üretilmesini sağlayacaktır.

Kamuoyuna yansıyan -yukarıda belirttiğim- kapasite kullanımı ile işsizliğe ilişkin oranları değerlendirdiğimizde ülkemizde yeni yatırımlara gerek olmadan; demografik analiz, iş gücü ve eğitim planlaması, faktör düzenlemesi ile yapılacak detay düzenlemeler sayesinde işsizliğin büyük bir kısmının yok edilmesi mümkün görünmektedir.

Özellikle fiili verilere göre yapılacak "Demografik Analiz, İş Gücü ve Eğitim Planlaması" çalışmasının sonuçları, önceki başlıkta irdelediğim "Sektörel Gözlemler" çerçevesinde değerlendirildiği takdirde Türkiye'nin rasyonel işletimi konusunda daha somut ve süratle uygulanabilir sonuçlar elde edilebileceğini öngörüyorum

Eğitim Planlaması da "Demografik Analiz ve İş Gücü Planlamasının" temel politikası olarak değerlendirilmelidir. Ülkemizde mezunlarının iş bulamadığı yüksek okullara, fakültelere halen yüksek kontenjanlarla öğrenci alınırken, aynı yüksek okullar ve fakülteler başka üniversiteler bünyesinde tekrar tekrar kurulmaktadır. Oysa bazı sektörlerde veya pozisyonlarda eğitimli eleman eksikliğinin yaşanmasından ötürü, Eğitim Planlamasının doğru yapılmadığı açıkça gözlenmektedir. Bu konuda TİSK, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Üniversitelerin sürekli işbirliği içinde olmaları gereklidir. Algılanan durumdan böyle bir koordinasyonun olmadığı anlaşılmaktadır.

KADRİ KANPAK