Demokrasi anlayışı üzerine...

Geçmişte, Mehmet Metiner’i fazla tanıyordum, desem yanlış olur. Çünkü onunla ilgili bilgim, medyaya yansıyanlarla sınırlıydı.

Geçen Cumartesi günü, ilk defa o’nu, Adıyaman Üniversitesi’nde verdiği ‘Demokrasi ve Medya’ konulu konferansta dinleme imkânım oldu.

İlgilinin, konferans süresince konuları tanımlarken kullandığı sözler, ezberinde olan ve her zaman kendisinden duymaya alışık olduğumuz ifadelerin tekrarı idi.

Örneğin; ‘paradigma’, ‘açılım’, ‘jakoben’ ‘1991 raporumuz’, ‘Kürt’üm ama Kürtçü değilim’, ‘İnanç konusunda, önceleri Taliban gibi düşünüyordum.’gibi ifadeler.

Belli ki, Metiner; hala koskoca dünyaya, kendi dar penceresinden bakmaya devam ediyor. Ve söylediklerine de, başkalarının harfiyen inandığını düşünüyor.

Kendisini dinledikçe, yıllar öncesi ülke sorunlarına (demokrasiye, medyaya, ekonomiye, etnik yapıya ve siyasete) yaklaşımı ne ise, hala değişmediğini gördüm.

Konferans süresince, ülkede ve dünyada ortaya çıkan yeni ekonomik oluşumları ve bunlara bağlı siyasi değişimleri değerlendirme gereğini dahi duymadı.

Döndü, dolaştı yukarıda örneklediğim ifadelerden oluşan, muğlâk sözler sarf etti. Yani ‘yağ satarım, bal satarım; ustam ölmüş ben satarım, ’ hesabı yaptı.

Demokrasiyi ve medyayı ilişkilendirirken, erki ellerinde bulunduranların konuyla ilgili tutumlarını dile getirme gereğini duymaması, gözlerden kaçmadı.

Bir başka husus ise, demokratik açılımlardan söz ederken, demokrasi ile türban özgürlüğünü adeta özdeşleştirmesiydi.

Diğer demokratik açılımlara, (etnik farklılıklar, kadının iş hayatına aktif katılımı, inanç ve ibadet farklılığı) üstün körü vurgu yaparak, geçiştirdi demek, yanlış olmaz.

Oysaki demokrasi konusu irdelenirken, yüz yıllardır kadını yok sayan bir takım örf ve inanç temelli yanlışlardan söz etmek, gerekmez miydi?

Töre cinayetleri, berdel, tarlada kadını zor şartlarda çalıştırma, keyfi ve yaş farkı gözetilmeden evlendirme, kuma verme ve fazla çocuk yaptırma’ gibi konular...

Konferans süresince, Metiner, özellikle bu ve benzer hususlardan uzak durmaya gayret gösterdi.

Soru kısmında, SHP İl Başkanı Zeynep Saya; Metiner’e, ‘Demokrasiyi tanımlarken, hep kadınların giysileri üzerinden örneklediniz. Bunun özel bir nedeni var mı?’ diye sordu.

Ancak Metiner, bu soruya da arzulanan açıklıkla cevap veremedi ya da veremedi.