Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '07

 
Kategori
Güncel
 

Demokrasi bu değil

Uzun zamandır süregelen AKP'de Cumhurbaşkanı adayı kim olacak sorusunun yanıtı Abdullah Gül ismi ile nihayet bulundu. Öncelikle milletimize hayırlı olsun diyoruz. Abdullah Gül, kişilik olarak herkes tarafından beğenilen bir isim. Buna rağmen toplumun birçok kesimi üzümü yemek değil bağcıyı dövmek peşinde.

Çeşitli gazetelerin düzenlediği anketleri inceliyorum. Anketlerde Abdullah Gül'ün adaylığını nasıl buluyorsunuz diye sorulan soruya toplumumuzun yüzde 60'dan fazlalık bir kesimi "olumlu" olarak yanıt veriyor. Oysa Abdullah Gül'ü bir kişilik değil, siyasi bir düşünce olarak algılayan yüzde 40'lık vatandaş kesimimiz ise kendisine şiddetle karşı çıkıyor. Bu durum son derece normal karşılanmalı. Demokraside herkes her fikire karşı aynı yaklaşımı sergilemez.

Buna karşın dikkat ediyorsanız Abdullah Gül'ün adaylığı öncesinde Başbakan Erdoğan'ın adaylığının önüne geçmek için bin türlü bahane altına sığınıldı. Neymiş, mecliste 367 milletvekili olmadan Cumhurbaşkanlığı seçimine gidilemezmiş. Peki bundan önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu kıstaslar arandı mı? Hayır. Peki şimdi neden aranacak? Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanı olmasın diye. Demokrasilerde bu tip uygulamalar olmaz. Kanunlar adamına veya siyasi görüşe göre uygulanamaz. Yazılı ve görsel medyada o kadar çok propaganda yapıldı ki şaşırdım kaldım.

Peki Başbakan Erdoğan ve AKP bunun karşılığında ne yaptı? Çok ince ve kurmazca bir siyaset izledi. Başbakan Erdoğan gelen tepkiler üzerine aday olmaktan vazgeçti ve nispeten daha az tepki alacak bir adayı, yani Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanlığı için ortaya sundu. Herkes "hiç olmazsa Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olmayacak" düşüncesiyle yaklaşım sergilemeye başladı.

Oysa gelen tepkiler ve Başbakan Erdoğan karşıtı uygulanan politikalar göreceksiniz genel seçimlerde geri tepecek. İnsanımız mazlumların yanında yer alır daima. Bu bizim geleneğimizin bir parçasıdır. Ben AKP'nin geçtiğimiz seçimlerde aldığı oy oranına kavuşamayacağını düşününlerdendim. Ancak Erdoğan karşıtı politikalar yüzünden kararsız kesimin ciddi oranda AKP'ye kayacağına artık yürekten inanıyorum. Bu durum da AKP'nin önceki seçimlerde yakaladığı oy potansiyelini en kötü ihtimalle yine yakalayacağının göstergesi.

Avrupa'ya bakın, göreceksiniz ki partiler adlarını bile dinlerine uygun koyuyorlar. Hristiyan Demokrat partiyi buna örnek verebilirim. Demokrasi deyince Avrupa'yı örnek gösteren çoğunluk solcu kesim, iş Türkiye'ye gelince dinin siyasete karıştırılamayacağını söylüyorlar. Bu da bir çifte standart değil mi?

Neyse ki mecliste grubu olan ANAP ve DYP gibi partiler aklı selim şekilde hareket etme yolunda doğru adımlar atıyorlar. Elbette bu partilerin istekleri olacaktır. Uzlaşmacı tavır herkese, özellikle de demokrasiye çok önemli kazanımlar sağlar. Şimdi hep birlikte demokrasimizin darbe yemeden, uzlaşmacı bir tavırla doğru kararların alınmasını ve uygulanmasını bekliyoruz. Tüm ülkemiz için en doğrusu da bu...

 
Toplam blog
: 74
: 2756
Kayıt tarihi
: 09.04.07
 
 

On yıldan fazla süredir reklam ve halkla ilişkiler sektörü ile internet ortamında medya sektöründe h..